iki ayağı da bilekten içe dönük doğdu (bkz: pes ekinovarus) (bkz: clubfoot). iyileşmeyecek bir hastalık değildi. işinin ehli bir profesöre bir dünya para harcadık. ayakları aylarca alçıda kaldı. belli bir seviyeye geldikten sonra da düzgün yürüyebilecek hale gelmesi için özel bir ayakkabı kullanması gerektiğini öğrendik.
peki yeni doğmuş bir bebeğin ileride düzgün yürüyebilmesi için alınması şart olan bu ayakkabının bir lirasını sağlık bakanlığı karşıladı mı? hayır.
şans eseri o dönem yurtdışında olan patronu buldu getirdi ayakkabıyı.
işin maddi boyutunu geçiyorum.
bir senedir yaşanılan stres, fiziksel ve zihinsel yorgunluğun zaten karşılığı yok. tek sevincimiz şu an düzgün yürüyebiliyor olması. ama o özel ayakkabıları hala kullanmak zorunda ve ayakları büyüdükçe yenilenmesi gerekiyor. şansınız varsa önceden kullanmış birisi satışa koyabiliyor. yoksa yine yurtdışından almak zorundasınız.
o çok övdüğünüz skik sağlık sistemi bu ayakkabıları ve çocuğun yürüyebilmesi için gereken masrafın bir lirasını dahi ödemiyor. paran varsa yürüsün. yoksa yürümesin. kucağında taşırsın ölene kadar.
hani milli uçaklar, milli tanklar, milli arabalar yapan dünya lideriniz var ya, işte 10 cm lik bir ayakkabıyı doğru düzgün üretemiyor *. içeride üretenlerinki de orjinali gibi iş görmüyor. türkiye'de bu ayakkabılara ihtiyacı olan yüzlerce insan var. kaçınız biliyor? o ayakkabıları bizi kıskanan amerika'dan, ingiltere'den, hollanda'dan almak zorundayız.
şimdi:
erkek kardeşim ve eşi çalışmak zorunda.
evleri kira ve ev sahipleri kiradan başka geliri olmayan yaşlı bir teyze.
kirayı ödemezlerse ev sahibi ya açlıktan ölecek, ya da onları çıkartıp başka kiracı alacak.
evde çocuk var kombi bütün gün çalışmak zorunda.
faturaları 400 liradan aşağı gelmiyor.
çocuğun ayakları için her ay doktora 400 lira muayene ücreti ödemek zorundalar.
yemesi içmesini saymıyorum.
hani o çok övdüğünüz çocuk yardımı var ya ikisinin toplamı aylık 66 lira. 66 lira. 66 lira. 66 lira.
çalıştıkları yerler hala faal durumda. gelin iki hafta rapor almıştı. yarın bitiyormuş. yani kovulmamak için işe gitmek zorunda. aynı durum kardeşim için de geçerli.
çocuğa 68 yaşındaki annem ya da 66 yaşındaki dünür bakıyordu. ikisinin de evden çıkması yasak. ablamın küçük kızı olduğu için onlar da evden çıkamıyor. annemin çıkması riskli olduğu için kızkardeşim de annemin yanında kalmak zorunda.
ben şehir dışındayım. bize de çıkış yasak.
yani sokuk hükümetin sokuk yalakaları;
bir yaşındaki yeğenime bakabilmek için ya kardeşim işinden olacak, ya da eşi.
peki tek maaş neye yetecek? kira? faturalar? çocuğun masrafı? diğer borçlar?
hadi biz kendimizi kurtarıyoruz. peki ya işsiz kalıdığında yardım alabileceği eşi dostu akrabası olmayan kaç milyon insan var bu ülkede?
akp denilen hırsızlar yüzsüzler topluluğu yine faturasından vergisinden feragat etmesin. vatandaşa yardım etmesin.
sonuçta alayınız götsünüz. göt olarak öleceksiniz.
çünkü bu ülkenin içine sıçmaktan başka yaptığınız birşey yok.
edit: yazıdan dolayı yardım talebinde bulunan arkdaşlara ince düşünceleri için çok teşekkür ederim. tehdit edenlere de acil akıl sağlığı diliyorum.
amacım en yakından şahit olduğum bir olayı paylaşarak, sürekli ülke güllük gülistanlıkmış, hiç kusurları yokmuş gibi konuşan kundilerin biraz olsun birşeylerin farkına varmalarını sağlamak idi.
söylediklerimin arkasındayım. öyle bazı gevşekler gibi 3-5 sene önce hırsız diye bağırdığım adama 3-5 sene cezadan korkup "tertemiz" diyemem.