eba tv de yapılan ateizm tanımı

entry19 galeri
    18.
  1. Devam ediyorum izninizle,

    Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten/döllenmiş yumurtadan/hücreden yaratan ve eşini de ondan (aynı döllenmiş yumurtadan/hücreden) yaratan, ikisinden de (yeryüzünün her tarafına yayarak aile oluşturan); çok sayıda erkek ve kadın yaratarak yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının! Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz, Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde bir gözetleyicidir.
    (NiSÂ 1.Ayet)

    Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helali haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır.
    (NiSÂ 2. Ayet)

    Eğer yetim kızların, (size emânet edilen malları üzerindeki) haklarını, gözetemeyeceğinizden endişe ederseniz, (yetim kızlarla değil), size helâl olup hoşunuza giden (başka) kadınlarla; iki, üç veya dört evlilik yapabilirsiniz. Eğer adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız; o takdirde bir tanesini nikâhınız altına alın veya size sığınmış yabancı kadınlardan birini nikâhlayın. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
    (NiSÂ 3. Ayet )

    Kadınlara mehirlerini (evlilik hediyelerini), gönül hoşluğuyla verin. Eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını, size bağışlarlarsa, onu da güzelce harcayabilirsiniz.
    (NiSÂ 4. Ayet)

    Allah’ın sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı, aklı ermezlere (savurgan/sefihlere) vermeyin. O mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.
    (NiSÂ 5. Ayet)

    Ayetler gayet açık. Yetim mallarının nasıl idare edileceği açıklanmış. Ve yine eğer gücünüz yetiyorsa ve adaletle davranabilecekseniz 4 kadınla evlenebilirsiniz yok yapamam diyorsanız 1 kadınla evlenebilirsiniz diyor.

    Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, sütkardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz kadınlarınızın yanınızda kalan üvey kızlarınız (ile evlenmeniz) size haram kılındı. Eğer onların (analarıyla) gerdeğe girmemişseniz (o kızlarla evlenmenizde) size bir engel yoktur. Geçmişte olanlar hariç (Kur'an'ın hükmü gelmeden önce), kendi sulbünüzden olan (öz) oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikâhınız altında bulundurmanız yine size haram kılındı. Hiç kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
    (NiSÂ 23. Ayet )

    (savaş esiri olarak kocaları ölmüş veya boşanmış olanlardan) himâyenize verilenler hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı. (Bunlar) üzerinize Allah’ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla; mallarınızla (evlilik hediyelerini vermeniz şartıyla) istemeniz, size helâl (serbest) kılındı. Onlardan (nikahlanıp) faydalanmanıza karşılık, sabit bir hak olarak kendilerine evlilik hediyelerini verin. Evlilik hediyeleri belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda, size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah; bilen ve doğru hüküm/karar verendir.
    (NiSÂ 24. Ayet)

    Sizden kimin; hür mümin kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse, kendilerine sığınan mümin cariye(esir)lerden (nikâhına) alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları şartıyla, himayelerinde olanların izniyle onlarla evlenin, evlilik hediyelerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
    ( NiSÂ 25. Ayet)

    Kimlerle evlenilebilir kimlerle evlenilemez, bunları açıklayan ayetlerdir.

    Allah'ın, kiminizi kiminize üstün kılmaya vesile yaptığı şeyleri (haset ederek) arzu edip durmayın. Erkekler kendi kazançlarından bir fayda sağlarlar, kadınlar da kendi kazançlarından bir fayda sağlarlar. Çalışın da Allah'ın ihsan ve ikramından isteyin. Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
    (NiSÂ 32. Ayet )

    Ana babanın ve akrabânın bıraktıklarından her birine vârisler kıldık. yeminlerinizin bağladığı kimselere de hisselerini verin. Allâh herşeyi görmektedir.
    ( NiSÂ 33. Ayet )

    Erkekler eşlerini koruyup kollasınlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden (kabiliyetçe) farklı kılmıştır. Erkekler kendi mallarından harcasınlar. iyi eşler (Allah’a) itaatkâr olanlardır. Allah’ın onları korunaklı yaratması gibi, onlar da gaybı/gizliyi/iffetlerini korusunlar. Serkeşliğe/çirkefliğe/fuhşa eğilim sözkonusu olursa; eşlerinizi yataklarında yalnız bırakın ve (işin akibetinden korkutarak) suç ortaklarınca şiddete maruz kalabileceklerini hatırlatın! Eğer serkeşlik yapmaktan vazgeçerlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.
    (NiSÂ 34. Ayet )

    Eğer karıkocanın arasının açılmasından endişe ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. iki taraf düzeltmek isterlerse, Allah da onların uzlaşmasına izin verir. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdardır.
    ( NiSÂ 35. Ayet )

    Bu ayetler de gayet açık. Evlilik ile ilgili uyulması gerekenler açıklanmıştır.

    Onlar senin (kendilerine) yumuşak davranmanı (taviz vermeni) isterler ki kendileri de (sana) yumuşak davransınlar.
    (KALEM 9. Ayet )

    Şunların hiçbirine uyma: Yemini alışkanlık haline getirmiş alçağa,
    (KALEM 10. Ayet )

    işi gücü birilerini çekiştirmek olan dedikoducuya.
    (KALEM 11. Ayet )

    Hayrı engelleyen, saldırgan, çok günahkâra.
    (KALEM 12. Ayet )

    Kaba, katı (kalpli), üstelik karaktersiz ve kötülükle damgalı olana;
    (KALEM 13. Ayet )

    Mal ve oğullarla şımaranlara (sakın yakınlık gösterme!).
    (KALEM 14. Ayet )

    Bu ayetler de gaaaaayet açık sanırım.

    (onlar) iman eden kimselerle karşılaştıkları zaman: “Biz de iman ettik” derler. Fakat şeytanlarıyla, (münafık dostlarıyla) başbaşa kaldıkları zaman: “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak (onlarla) alay ediyoruz” derler.
    (BAKARA 14. Ayet )

    Allah da onlarla alay eder. Ve onlara mühlet verir. Onları azgınlıkları içinde bocalar hâlde bırakır.
    (BAKARA 15. Ayet )

    işte bunlar o kimseler ki; hidayete (doğru hayat tarzına) karşılık, sapıklığı (yanlış hayat tarzını) seçtiler/satın aldılar. Bu yüzden alışverişleri onlara bir kâr sağlamadı. Ve hidayete/doğru yola da gitmediler.
    (BAKARA 16. Ayet )

    Onların durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer. (Ateş) tam çevresini aydınlatınca; Allah da onların nurlarını/ışıklarını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır. Çünkü onlar gerçekleri görmek istemediler.
    (BAKARA 17. Ayet )

    Sağırdırlar (gerçekleri işitmek istemiyorlar), dilsizdirler (doğruları söylemek istemiyorlar), (üstüne üstlük gerçeklere karşı da) kördürler. Artık onlar (doğru yola) dönmüyorlar.
    (BAKARA 18. Ayet )

    Allah'ın buyrukları ve iman eden Müslümanlarla alay edenlerin halini anlatan ayetlerdir.

    Ey israiloğulları! Size lutfettiğim nimetlerimi hatırlayın; hani Ben sizi çağınızın milletlerine üstün kılmıştım.
    ( BAKARA 47. Ayet )

    Öyle bir günden sakının ki; (hiçbir) kimse başka bir kimse adına bir şey ödeyemez. Hiçbir kimseden, herhangi bir şefaat/aracılık/kayırma da kabul edilmez; o kimseden bir fidye/bir bedel de alınmaz ve onlara yardım da edilmez.
    ( BAKARA 48. Ayet )

    Sizi Fir'avn âilesinden de kurtarmıştık. Hani (onlar), size azâbın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
    (BAKARA 49. Ayet )

    Hani, sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun ailesini (de) suda boğmuştuk.
    (BAKARA 50. Ayet )

    Kendilerine verdiğimiz kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkâr ederse, işte (dünyada da ahirette de en büyük) zarara uğrayanlar onlardır.
    ( BAKARA 121. Ayet )

    Ey israiloğullari! Size lütfettiğim o nimetleri hatırlayın ve (bir zamanlar) sizin diğer kavimlere üstün gelmenizi sağladığım o günleri de!..
    (BAKARA 122. Ayet )

    Hiçbir kimsenin diğerine bir yararının olmayacağı, hiçbirinden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin fayda etmeyeceği ve hiç kimseye yardım edilmeyeceği bir günü(n gelip çatacağını) aklınızdan çıkarmayın.
    ( BAKARA 123. Ayet )

    israiloğulları ile ilgili ayetlerdir. Kıssa içinden hisse alınması beklenebilir.

    Sizinle savaşanlara karşı, siz de, Allah savaşmanıza izin verdiği için savaşabilirsiniz. Ancak aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.
    ( BAKARA 190. Ayet )


    Onları (size karşı savaş açanları sizinle savaş halinde iken) nerede yakalarsanız/bulursanız etkisiz hale getirin. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Fitne (insan hakları ihlalleri), adamı öldürmekten daha çok eziyet verir. Yalnız Mescidi Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa, (siz de savaşıp) onları etkisiz hale getirin. Kâfirlerin cezası böyledir.
    (BAKARA 191. Ayet )

    Ancak (savaştan) vazgeçerlerse (siz de bırakın). Unutmayın ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
    ( BAKARA 192. Ayet )

    (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur.
    ( BAKARA 193. Ayet )

    Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler (saygı gösterilmesi gereken şeyler) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa, size saldırmasına karşılık siz de ona karşı kendinizi savunun. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah takva sahipleri ile beraberdir.
    (BAKARA 194. Ayet )

    Müslümanların hangi durumlarda, kimlerle, nasıl savaş yapacağını açıklayan ayetlerdir.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük