Koyu islamcıların en nefret ettiği insandı. Zira devlet yönetiminde Roma imparatorluğunu (Bizans'ı) örnek aldı.
Justinyanus'un ceza kanunnamesini aldı.
''Allah'ın koruması altındadır'' denen vakıf arazilerini tımara açtı.
Büyük günah sayılan resim ve heykele meraklıydı.
Kurduğu "Sahnı Seman Medreseleri"nde islâm'i kesimin nefret ettiği, felsefe, matematik, astronomi gibi dersleri okutturdu.
islâm'da yasak olan şarabı içtiği gibi, yedikleri de (istakoz, karides gibi) bazı mehzeplerde mekruh sayılıyordu.
Öldüğünde bile islâm'i usullere göre defnedilmedi, aynı bir Roma Sezarı (Bizans imparatoru) gibi Büyük Konstantin'in yanına kondu.
Kimileri onu, islâmcıların Yahudi doktoruna zehirlettiğini iddia eder. Zira o öldükten sonra getirdiği pek çok yenilik ortadan kaldırıldı. Hatta öyle nefret ettiler ki resmine bile tahammül edemediler, pazarda haraç mezat sattılar. Onun için bugün portresi Avrupa'da bir müzede sergilenmektedir..
Ama işin acı yanı bugün islâmcıların bir numaralı propaganda aracıdır.. Yalnız anlattıkları onun gerçek hayatı değil, bedevi Arap şeriatına uydurmak için kendi kafalarında yarattıkları Fatih'tir.