yukarıdaki videoda da gördüğünüz üzre halayın her turunda önce çocuklar olmak üzre her turda bir kişi halaydan ayrılıyor ve ıstavroz çıkararak sahneden atlıyor...
bir dini ritüel gibi...
işte halayda tasvir edilen konu da bu.
1803 yılında zalongo dağlarında yaşanan acıklı bir olay...
aralık 1803'te tepedelenli ali paşa komutasındaki osmanlı kuvvetleri epir'deki souli'yi kuşattılar ve buradaki isyancıları yenerek dağıttılar.
"souliotes" adı verilen yunan isyancılar bölgeyi tahliye etmeye başladılar.
bu tahliye sırasında bir grup kadın ve çocuk epir dağlarında osmanlı kuvvetleri tarafından çembere alındı. kaçabilmeleri imkansızdı.
işte bu çemberde kadınlar yakalanıp köleleştirilmemek için önce çocuklarını, sonra da kendilerini dik bir uçurumdan atarak intihar etmeyi seçtiler.
efsaneye göre de bunu yaparlarken de birbirlerine cesaret vermek için şarkı söyleyip el ele tutuştular. işte bu efsaneden zalongo dansı, zalongo halayı doğmuştur...
şimdi ben bütün bunları neden anlattım?
yunanlar bu zalongo hadisesinden ötürü türklere nefret duyarlar, oysa ki bu felakete sebep olan türkler değildir.
türkler hiçbir zaman, masuma, aman dileyene, kadına, çocuğa acımasızlık yapmaz, eziyet etmez, katletmez...
hatta bizim folklorümüzde de bu devşirmelerin katliamları üzerine deyişler, türküler vardır.
buna en güzel örneklerden biri grup orhun'un "celaliler" türküsüdür.
--- spoiler ---
celaliler saldırır devşirmeler üstüne
türkler başa türk ister istanbul’un kastı ne ?
devşirmeler milleti kuyulara tıktılar.
feryat figan içinde acımadan yaktılar.
--- spoiler ---
daha eski çağlarda zalongo'nun bir benzeri de yine anadolu'da yaşanmıştır.
türkiye'nin güneybatısında antik çağda kurulan likya uygarlığı'nın en önemli şehri olan xanthos'un kadınları ve çocukları da düşmanın eline geçmektense kendilerini öldürmeyi seçmişlerdir.
(bkz: xanthos/#40336367)
xanthos halkının yaşadığı trajedi, işte bu yazılı pilye anıtına nakşedilmiştir.
--- spoiler ---
evlerimizi mezar yaptık mezarlarımızı ev,
yıkıldı evlerimiz, yağmalandı mezarlarımız,
dağların doruğuna çıktık, toprağın altına girdik,
suları altında kaldık,
gelip buldular bizi, yakıp yıktılar,
biz ki analarımızın, kadınlarımızın,
ve ölülerimizin uğruna toplu ölümleri yeğleyen,
bu toprağın insanları
bir ateş bıraktık geride,
hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan...
--- spoiler ---
şeklinde yazmaktadır bu trajedi anıtının üzerinde...