yazarla başlayayım, beyefendiliği, galatasaraylı olması ve bukowski sevgisiyle takdirimi kazanandır kendisi.
şiire gelince, loş ışıklarda, kahkahanın parladığı dudaklarda, güzel yüzlerde, tutkulu gülüşlerde, toplumun kalp çarpıntılarında yalnızlık adlı hainin yavaş yavaş koyna girmesi ile insanın kalbinin çatlamasını akla getirendir. hayaller toz olmaya, öfke krallık tacını takmaya devam ettikçe herkesin içinde buram buram bir yalnızlık kokar, kokusu rahat alınamasa da, ironiktir.