turkce tercumesinin niteliginden suphe edilen sozdur.
bir sanat olmasini bir kenara birakip eylemi cumle icinde kullandigimizda, mesela, "yalanlara inanmayi biliyorum" dedigimizde aslinda kendimizi ne yapmis gibi hissederiz?
yalanlara inanmak: (1) yalan olduklarini biliyorum, demek ki inanmiyorum. (2) yalan olduklarini bilmeden inaniyorum, sonradan farkediyorum, ya da birisi beni uyariyor.
yalanlara inanmayi bilmek:(1) yalan olduklarini biliyorum ama inanirmis gibi yapmayi biliyorum. (2) yalan olduklarini sonradan anliyorum, ama bu salakligimla beraber yasamayi biliyorum.
yalanlara inanmayi bilmeyi sanat haline getirmek: (1) yalanlara inanirmis gibi yapmakta ustayim. (2) surekli keriz yerine konmayi cok guzel sindiririm, yuzumden hic bir sindirim bozuklugu okunmaz.
ve en nihayetinde, (1) hayat, surekli yalanlara inaniyormus gibi yapilmasi gereken bir surecten ibarettir. (2) hayat, insanlarin size yalan soyleyecekleri, sizin onlara inanacaginiz ama farkettiginiz anda bile tepki vermemeniz gereken, hicbir sey olmamis gibi devam etmeniz gereken bir surectir.
bana gore bu iki anlama da gelebilecek bir tercumedir. peki hayat aslinda hangisidir?