çok doğal olarak görünen fakat ters taraflı bulduğum bir haktır...düz mantık olarak yaklasırsak cocuk akıl baliğ olana kadar babanın çocuğun üstünde bir hakkı yoktur tam tersine çocuğun babanın üstünde hakkı vardır hemde çok önemli bi haktır ki cocuğa bu yaşta katılacak her düşünce,fikir,akım belkide çocuk için bir hayat gps i olacak.
şimdi hangi insan ben tamamen doğru yoldayım yaptığım her iş doğru ki özellikle de inanç bakımından kendisini full olark hisseder?? peygamberler hariç hiç kimse,buna inanmak istemeyen,kendisini belki tam,olmuş,olgun hissedenler olabilir ama zamanımızda en basitinden gerçek Allah dostu alim kişilere bu sual i yöneltecek olursak inanın mütavazı olmaktan ziyade gerçekten kendilerini olgun görmezler hep daha alınacak çok yollarının oldugunu,öğrenecek çok şeylerinin olduğunu söylerler..
yani hiç bir insan kendisini bir başka insanın hayatını tamamen değiştirecek hakkı kendisinde görmemelidir çünkü kendi hayatının,yaşantısının tamamen doğru yolda olduğu bile sorgulanmalıdır..
çocuk büyütmek hiç sıradan bir iş değildir her ne kadar günümüzde çok afedersiniz bir hayvan büyütmek beslemek veya bir kadının bir çiçek büyütümesi gibi sıradanmıs gibi görünsede aslında çocuğun mikrokozmozunun nasıl bir makrokozmozu etkileyebileceği bilinmiyor..ewt fiziksel olarak çocugu büyütürsün istemesende büyütürsün çünkü allah cc onu yaratırken onun rızkını da beraberinde yaratmıstır..yani önemli olan senin o çocugun içini doldurabilmendir..nasıl ki hormonlu meyveler,sebzeler sadece görüntü olarak olgun görünüp yendiğinde ne bir tadı ne bir lezzeti olmadığı anlaşılıyor,aynen suan birçok insanda öyle dısarıdan olgun görünüp iki kelam birşey konustuğunuzda o iki kelamın sadece 4/7 sini anlayıp ki bu anladığı kısmında sadece 5/9 una anlamlı cvp vermesi hatta verdiği cevabında 9/10 unun(10/10 diyecek kadar acımasız değilm) karsı tarafı "doğrusun birader","valla yerden göğe kadar haklısın","hay ağızını öpeyim" gibi otomatik cevap şablonlarından öteye gidemeyen tastikleler oldugu bir gerçektir ve ne kadar büyük bi kayıp olduğu burdur un meşhur kabak helvası gibi ortadadır yine ve diyerek bağlıyorum bu cocukları yetiştiren hayır yetiştirmeyen sadece büyüten ebeveynin çocugunu üstünde inanılmaz bir hakkı vardır ve allah cc katında çok büyük vebal altındadırlar..ama ama söyle bi parantez açmadan edemeyecm elbetteki bazı ebeveynler ellerinden geleni yapsalarda bazı çocukların gerçekten değişemediği veya değişmediğide ortadadır.allah bu ebeveynin yardımcısı olsun bunuda söylemessem benimde hakka geçmem an meselesiydi..
çocugu büyütürken ona kendi doğrularımızı kazandırmaktan öte doğruları nasıl araştıracağını,kıyaslayacağını,bulacağını ve en önemliside doğru-yanlıs,iyi-kötü,haram-helal hakkında nasıl yargıda bulunacağını göstermeliyiz bundan sonrası zaten kendiliğinden gelecektir çünkü allah cc yarattığı insanın içine en az kendisiini,kitabını,peygamberini anlayacak kadar kapasite yerleştirmiştir bu kapasite onda olmassa zaten allah onu yaşadıklarından muaf tutmaz mesela akli dengesi yerinde olmayanlar gibi
Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” BAKARA suresi 286. ayet
dünyadaki sınavımızın başlangıcı Allah ı tanımaktan başlıyorsa bu ayete göre her insan bunu yapabilir..bizim yapmamız gereken yetiştirdiğimiz insana sadece öğrenmeyi öğretmek belkide düşündüğümüz doğruları kazandırmaktan çok daha kolay.. çünkü sağlam temeli olan bilgide hataya düşülmez,geriye dönüp hata aranmaz,yani bizim kazandırdığımız bilgi belki başta çok güzel yerleşmiş ve çok güzel yaşanmış olabilir ama yaşandıkça,yaşlandıkça,zaman geçtikçe error vermeyecği garantisi yoktur..