Bir saatlik film, çerez niyetine izledim ve beğendiğim iki kısım var.
Birincisi Karakterler. günlük hayattan birebir alınmışlar, özellikle bu kafe veya herhangi bir yeme-içme işlerinde çalışmış olan insanlar daha iyi farkedecektir bunu. Arkaplanda çalışan (Makine dairesi) salih'in sürekli kafa ayık gezmesi, büfedeki önder'in sürekli karşı tarafı kızdıracak şakalar yapması ve yaşlı çalışanın hiç kimseye eyvallahı ve daima sinirli gezmesi gibi detaylar eskiden çalıştığım yerlerde sanki böyle birilerini görmüşüm hissi yarattı. Bilmiyorum belki sadece bende bu hissiyatı yarattı ama oldu yaniii.
ikincisi ise final sahnesi. Spoilerlı olacak aman dikkat.
Ağlatmadı elbette ama bolca tebessüm ettirdi. Gemide yaşanan absürd olayların (özellikle geminin kaptanı olması) hayal olduğu çok belli olmasına rağmen Bu son sahneye kadar açgözlülüğün kör ettiği ve gemide yapayalnız kalan ayzek'ten gitgide nefret etmeye başlamıştım ki mülakattaki o sevecenliği ve utangaçlığıyla tekrar kazandı beni. Ulan adam iki ağladı hemen sevdin sende diyeceksiniz ama yapacak bir şey yok, yufka yürekli basit bir insanım.
Nedense gişelerde de sürekli çakıldığı haberleri çıkıyor bu filmi araştırdığımda. Boykot falan yapılmış. Bir insan cem yılmaz'a niye boykot yapar onu da anlamadım gerçi ne mal insanlar var aq gerçekten.