Okurken kendime istemsizce bir çok soru sorduğumu farkettiğim bir kitap. Kitapta rüya içinde rüya, hayal içinde hayal, gerçeklik içinde gerçeklik diyebileceğimiz bir durum var. Kitabı okuyanlar bilir sofie ve Alberto kitabın ortalarına doğru kurmaca bir kitaptaki karakter olduklarını anlıyorlar. Sonra kitabın anlatıcısı araya girip sesleniyor: sofie ve albertoyu anlatan ve bu klasörleri kızı Hilde için yazan kişinin hayatı da gerçek değil de ya kurmacaysa?
Kitaptaki bu durum ister istemez insana şu soruyu sordurtuyor : Ya hepimiz bir rüya alemindeysek? Nerden bileceğiz ki yaşadıklarımızın tamamen gerçek ya da rüya olduğunu?
felsefeye giriş, felsefe tarihi ve aynı zamanda kurmaca kısımları da olan ve insanı düşündüren etkileyici bir kitap olmuş.