Noir Desir (Kara Arzu) yok artık... Olayı zaten duymuştur herkes ama bir özet geçeyim; Fransa'nın sağlam muhalif gruplarından Noir Desir'in vokalist ve gitaristi (aynı zamanda da grubun frontman'i). Bertrand Cantat sevgilisi Fransız aktrist Marie Trintignant'ı (41), ki kendisi aynı zamanda şu an ismini hatırlayamadığım (zaten önceden de tanımadığım) ünlü bir feminist aktivistin kızıdır, döverek öldürdü... Kaza olduğunu iddia ediyor kendisi, ayrıca intihara kalkıştı...
Kanımca çağın önemli trajedilerinden birisi bu olay... 11 Eylül sonrası Amerikan yönetimi hakkında en sert sözleri eden, Le Pen karşısında kapı gibi durabilen, Türkiye'deki konserine boynunda puşisiyle çıkıp Filistin için tüm salonu susturan ve saygı duruşuna davet eden, neşeli tavırlarıyla muhalefete mizah katabilen aynı zamanda öfkesini hiç dolandırmadan dillendiren, "Ulan ne güzel bi abi bu" dediğimiz bir insanoğlu "Sevgilim" dediği insanı tekmelerle öldürüyor... Resmen trajedi... Resmen şok edici...
Ben o kadar üzülemedim açıkcası, daha çok şaşırdım... Bir yanım bir insanı bu duruma itebilecek şeyleri merak ederken bir yanım da "Ulan nasıl olur da tutamazsın kendini, nasıl içebilirsin bu kadar, nasıl durmaz öfken, bu kadar mı manyaksın?" diyor... Mutlaka anlaşılabilir bir şeyler vardır (onaylanabilir değil, anlaşılabilir... yani "insana dair" yani "yabancı değil") ...ama alkol + şiddet, ölümüne şiddet, sevgili sıfatındaki insana, tekmelerle kafasını ezecek kadar şiddet... salaklaştırıyor beni... "Çiçek gibi adam" diye bildiğin birisi buna nasıl varabilir, şu anda bilemiyorum... "Kıskançlık krizi" deniyor, çok kıskançlık krizi gördük içinde şiddet de olan ama bu kadarı da fazla be abim, ne yaptın sen?...