coronavirüsün bir tatbikat olarak kullanılması

entry1 galeri
    1.
  1. baştan belirtelim: tatbikat "olması" denilememesinin sebebi hastalığın doğal olarak mı başladığı yoksa suni yöntemlerle mi çıkarıldığının henüz tam olarak bilinememesidir. yani şu ana değin her iki kampı da dinledim, henüz kaynağı konusunda ikna olamadım. neyse, her halükarda bizi ilgilendiren kısmı "şimdilik" virüsün nereden nasıl geldiği değil; ortaya çıktıktan sonra yapılanlar ve edilenler: diyorum ki, son üç ayda öldürme ve yayılma hızı ile görüldü ki, bu corona o kadar da ciddi bir biyolojik sorun değil, en azından rakamlar öyle söylüyor. bir bakalım:

    dünyada günlük ölüm sayısı 150,000, senelik yaklaşık 57 milyon. şimdiye kadar tüm dünyada corona'dan 9000 kişi ölmüş. biz bu rakamı aylık düşünelim, çünkü çin'de üç aydır devam ediyor olmasına rağmen dünyaya esas yayılması son bir ay. 9000 x 12 = 108 bin. büyük rakam, bu doğru. ama dünya sağlık örgütü'ne göre normalde her sene nezle bağlantılı ölümler dünyada 300 bin ile 650 bin arası. tüm bunları alt alta koyarsak, corona ve diğer nezle türlerinden ölümleri fazla fazla da düşünsek senede dünya çapında 1 milyon etmiyor. yani senede 57 milyon insanın öldüğü bu gezegende bütün nezle türleri 1 milyon ölüme bile yol açmıyor.

    rakamlardan çıkıp insani boyuta gelirsek: elbette ateş düştüğü yeri yakar. eğer ölen senin tanıdığın, bildiğin ve sevdiğin bir insansa artık bir rakam değildir. ama gelgelelim şöyle de bir durum var: hepimiz bir şekilde öleceğiz, ve ihtiyarladıkça bu "ölüm" gerçeğine daha çok yaklaşırız. hele ki 80 yaşını geçince artık herşey bizi öldürmek için bir nedendir. demek ki her halukarda ölüm gerçeği ile felsefi olarak uğraşma zorunluluğumuz ve rakamları bilimsel olarak değerlendirme görevimiz bakidir.

    dönelim şu "tatbikat" meselesine. eğer corona ölümleri o denli abartılacak yükseklikte değilse, şu halde bu tantana neden? ya da bu bir tatbikat olarak kullanılıyorsa, kim/kimler, neden ve nasıl kullanıyor bu hastalığı? bir anlamda herkes: yani hayatımızda başımıza gelen her hadise bir tecrübe bırakır, hani derler ya, "bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü kılar" diye, hah işte o (sanki bir başka laf daha vardı, "tecrübe yenilmiş ve yenilecek kazıkların bileşkesidir" falan diye, neyse, bu konuya girmeyelim). yalnız bu "herkes" pek anlamlı değil, çünkü bu "herkes" hayata ve olan bitene karşı aynı mesafede durmuyor. bazı örgütler, yapılar, güçler, kurumlar ve kişiler daha mühim yerlerde duruyor ve bu nedenle topluma etkileri daha fazla oluyor. fazla uzatmadan ve komplo teorilerine girmeden şu kadarını söylemek yeterli:

    devletler ve finans güçleri bu coronavirüs meselesini biyolojik tehdit kapasitesinin çok daha ötesinde abartarak kitleleri korkutarak nasıl daha iyi kontrol ederiz, temel hak ve özgürlüklerini nasıl daha çok budayabiliriz kaygısında olabilir. "kesin öyle yapıyorlar" diyebilmek için yukarıda da bahsettiğimiz gibi hastalığın çıkış kaynağını biliyor olmamız lazım, öyleyse bunu henüz bilemediğimiz için "kesin" demek için erken. ancak 2001'de ikiz kulelerin yıkılmasının ardından dünyaya dayatılan rejime bakıldığı zaman, felaketlerin fırsata çevrilmesinin insan maymunları arasında bilinen bir uygulama olduğu malum.

    demem o ki, elbette bilimsel olacağız; bu tip salgınlarla hayatın, dayanışmanın vs. anlamlarını kendimizce sorgulayacağız falan filan, bunlara eyvallah. ancak pusuda yatan karanlık ve açgözlü güç odakları her daim kanımızı, emeğimizi ve haklarımızı çalmak ve insanlığımızın altını boşaltmak için beklemektedir. nezle oldum diye götümü kaptırmanın alemi nedir, en fazla ölür giderim olur biter; götümü vereceksem de istediğime istediğim için ben veririm. ama sırf nezle oldum diye beni korkutarak irademi ve yaşam alanlarımı gaspetmeye çalışan hırsızlara, zalimlere ve egemenlere geçit vermenin de alemi yok.

    sonradan gelen edit: bu da bir ders olsun bana, cok ciddi bir ders; bu yazinin ustunden sadece iki hafta gecti ve dunyada toplam olum sayisi simdiden 67000. Dogrusu Cin'in sayilari durdurmasi beni yaniltmis, cunku belanin onde gideniymis meger bu salgin. hakkimizda hayir...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük