uludag sözlük'ü açarak bu yazıları kesinlikle okuyacak kişidir ve şuanda ekrem dumanlı'ya ulaşmanın en kısa yolu bu sayfalara yazmaktır. sayın ekrem dumanlı; sizin tabirinizle erdemli bir sözlüğün yazarı olarak sana birkaç sorum var cevaplarsan ne ala;
1. türk silahlı kuvvetlerine karşı girişilen yıpratma politikasına zaman gazetesinin sayfalarında çarşaf çarşaf yer vermenizin amacı nedir?
2. gazetenizin internet sitesinde sürekli olarak taraf gazetesi'nin yayınlarına ve köşe yazılarına yer vermenizden ne gibi bir anlam çıkarmamızı bekliyorsunuz. onlar cesur da sizler "korkak" mısınız? yazamadıklarınızı onlara yazdırıp, duygularınıza tercüman mı olmalarını istiyorsunuz?
3. sayın ekrem dumanlı... gazeteniz internet sitesine ahmet altan'ın köşe yazılarını düzenli bir şekilde taşımaktadır. ahmet altan bir yazısında "mustafa" filmini eleştirenleri eleştirmiş ve "atatürk bir diktatördü" demiştir. sizce atatürk bir diktatör müdür? atatürk'ün diktatör olduğunu düşünüyorsanız neden bunu kendiniz veya yazarlarınız dile getiremiyor da ahmet altan'ın arkasına saklanıyorsunuz? sayın ekrem dumanlı fikir önderlerimizden olan said nursi hayatında tek bvir özel veya tüzel kişiliğin arkasına saklanmış mıdır? bu korkaklık size kimden bulaştı?
4. sayın ekrem dumanlı... yine son müttefikiniz ve diliniz olan ahmet altan'ın taraf gazetesinde yazdığı bir yazı internet sitenize taşınmıştır. bu yazının içeriğinde "vatanı sevgisi" ve "vatanını kim seviyor" temalı bir yazı işlenmiştir. türk milleti; türk, kürt, dinli, dinsiz diye kutuplara ayrılmış ve türk silahlı kuvvetleri bu sorunun asıl sebebi olarak gösterilmiştir. peki sayın dumanlı; "Memleketi bir cift kadin memesine satarim" diyerek vatan sevgisini belirtmiş ahmet altan'dan sizin peşinizden sürüklediğiniz onbinlerce temiz sineli gencin alabileceği bir "vatan sevgisi" mevcut mudur? onlarca yıl; vatan-millet-bayrak-allah kavramlarını birbirinden ayırmadan yetiştirilmiş bu gençleri bu vakitten sonra zehirlemenin ne gibi bir faydası olacak sizlere?
5. sayın ekrem dumanlı; gazeteniz akp'nin kapatma süresince akp lehine yayın yapmış ve bu yayınları yaparken yine kendisi söyleyemediği şeyleri sabah gazetesinden alıntı yaparak dillendirmiştir. sabah gazetesi yakın bir zamannda şaibeli bir kredi ile "satılmış" olup içeride kalanlar da bu "satılmaya" ayak uydurmuşlardır. gazeteniz salih memecan isimli karikatüristin karikatürlerini alıntı olarak yayınlayarak güya kapatma sürecinde akp'ye katkı sağlamıştır. peki sayın dumanlı; 28 şubat ve benzeri dönemlerde aynı karikatüristin(yani sabahla birlikte satılmadan önce) çizdikleri sizin mukaddeslerinizle ne kadar bağdaşıyor? ya da sizin mukaddes sandığınız şeylerle bizim mukaddes saydıklarımız farklı şeyler mi?
6. sayın ekrem dumanlı; 4,5 yıl bakanlık yaptığı dönemde sizlerin ve büyüklerinizin referansıyla gelen herkesi bankalara genel müdür, üst kurullara başkan, kit'lere genel müdür diye atayan; ama hırsızla, ruşvet karşılığı iş takipçiliği yapanla, danıştayca sabitlenmiş hayali ihracatı olanla, bursla okuyan oğlu gemicik sahibi olanla, naylon fatura kesenle ben çalışamam diyerek partisini ve makamını bırakan abdullatif şener hakkında çetecilik iması yapmak hangi "vefa" kavramıyla tanımlanır. salih memecan'ın çizdiği karikatüründe bu kişi "leş kargası" ithamına maruz kalmış ve bu karikatür sayfalarınıza taşınmıştır. bizim hocamız yıllar önce dememiş miydi: "bizi üzen düşmanın husumeti değil, dostun vefasızlığıdır" diye. sayın dumanlı siz kimin dostusunuz?, kimin düşmanı? bu yapılan hareket net olarak bir kalleşliktir ki bunun da islam dinindeki yerini merak etmekteyiz...
sorularımı onlarla çoğaltanbilirim. ancak burada noktalayacağım. hz. muhammed bir hadisinde "bir insan kalbini kırmak, kabenin duvarlarını yıkmaktan beterdir" demiştir.
kalbi; dostum dediği, yıllarca aynı saflarda bulunduğu insanlar tarafından kırılan engineer...