"istanbul kah sinip yamyassılaşan
kah kabarıp gökyüzüne tırmanan
bir yaratık,
bir hayvan cinsi,
bir canavar.
ne yapacağı hiç belli olmaz."
yaşadığı sürgün vs gibi hayalkırıklıklarına metanetle gülümseyerek bakan iyi bir ressam, iyi bir yazar, bu estetik buluşmanın şehir çocuğudur kendisi.
eşi güzin dino'yla olan mektupları okuyucuyu düşsel bir ziyarete götürüp, muazzam bir aşk ziyafetine bırakır.
tarihsiz bir senenin 18 mayısında eşine "güzinim" diye başlayamn mektubunu "seni yüreğimin dibinden seviyorum" diyerek bitirmiş, beni de okurken bu cümlesiyle mest etmiş büyük üstadtır.