nutuk

entry229 galeri video1 ses1
    203.
  1. (#42378273)
    aylar sonra bitirdim ve hakkında birkaç şey çiziktirmenin vakti geldi. kitap akmıyor arkadaşlar. okumaya niyetlendiğimi söylediğim 5 ekim tarihinden, okumayı bitirdiğim 11 ocak tarihine kadar (öyle yazmışım günlüğe)
    sindire sindire peyderpey ilerlemek durumunda kaldım. zaten bu sene akıcı okuyamadığım 2 kitap var. biri böyle buyurdu zerdüşt diğeri de bu.

    milli mücadele öncesi azınlıkların teşkilatlanmasından başlayıp cumhuriyet sonrası inkılaplara kadar olan dönemi (1927 yılı civarı) konu alıyor kitap. otobiyografi muhteviyatına sahip. içerikten anladığımız kadarıyla mustafa kemal en başından beri yeni ve milli egemenlik anlayışına dayalı bir devlet kurma fikrinde. fakat temsil heyetiyle istanbul hükümeti arasında geçen yazışmalar o dönemde milli mücadeleye karşı olanın padişahın kendisi değil de damat ferit paşa hükümeti olduğu anlayışının hakim olduğunu okuyuculara düşündürüyor. yani atatürk'ün silah arkadaşlarının rejim değişikliği gibi bir fikri ya da beyanı o tarihlerde söz konusu değil. hatta ilginç bir şekilde 23 nisan millet meclisinin açılışından önce 'heyet-i temsiliye adına' ankara'ya telgraf gönderen mustafa kemal atatürk, meclisin amaçlarından birini de "yüce hilafet ve saltanat makamının kurtarılması gibi en mühim ve hayati vazifeleri ifa edecek olan büyük millet meclisi'nin açılış gününü..."* şeklinde bir ifade ile yansıtmakta. tabii bunun doğru olmadığı, zaman göre alınan bir tutum olduğu aşikar.

    bir de dikkatimi çeken diğer bir husus kitapta defalarca mevzu bahis olan rauf bey'in (rauf orbay) belki de en başından beri milli mücadeleye engel çıkarma çabası içerisinde olması. atatürk karadenize açılacağı zaman geminin batacağını haber vermesi, amasya genelgesi müsveddesine imza atmak konusunda mütereddit davranması *, lozan barış anlaşması için müzakereler sürerken devamlı ismet paşayla çatışması... adam kitabın resmen kötü karakteri gibi.

    eserde tahammül hududunu zorlayan sıklıkta telgraf yazışmalarına yer verilmiş. kitabı okumak isteyen bir birey bilmeli ki nutuk'un -abartısız- yarısına yakın bir bölümü telgraf alıntılarından oluşuyor. halide edip ile mustafa kemal arasında amerikan mandaterliği hususunda sayfalarca süren yazışmaları mevzu bahis duruma örnek teşkil etmekte. tabii bu, okuyucunun konu bütünlüğünü yakalamasını zorlaştırabilir. fakat olayları sözle yetinmeyip vesikalarıyla sayıp dökmek zannımca olumlu.

    kitabın tamamı hakkında yorumda bulunmaktan ziyade önceki entrylerde gündeme getirilmeyen noktalara parmak basmak istedim. türkiye tarihiyle alakalı bilgi edinmek isteyen her bireyin okumasında fayda olacağına inanıyorum.

    önemli not: kitabın elimde bulunan versiyonu alfa yayınlarına ait, ekim 2018 yılında sürülen 722 sayfalık 55. basımı. yazdıklarımda bu versiyonu referans olarak kullandım.
    1 ...