hiçbir zaman ölümü bu kadar ciddi bir şekilde kabullenmemiştim. yani herkes gibi benim de ölüme dair düşüncelerim oldu elbette ama daha çok istediğine ulaşamamış bir çocuğun ağlamaları gibiydi. fakat bu sefer... bu sefer farklı. kriz veya gel git durumlarındaki gibi değil, doğrudan, sakin bir şekilde ölümü kabullenmiş durumdayım. farklı dememin sebebi de sakin olarak düşündüğüm şeylerin doğru ve gerçekten istediğim şeyler olması. intihar değil bahsettiğim. intihar etme gibi bir durumum yok çok şükür. inançlı bir insanım. ancak hayattan istediklerimin bittiğini gözümle görüyorum. böyle hissetmeme sebep olacak çok çok büyük şeyler yaşamadım ama yaşadıklarım da bana bunları hissettirecek kadar büyük geldi. çünkü en zayıf noktalarımdan en zor zamanlarımda vuruldum hep. işin detayına inince suçlusu da ben oldum onu da biliyorum.
mahlasımı seçerken ne kadar doğru bir tercih yaptığımı anlıyorum. geçmişte kaldım ben. beden yaşlanıyor ama bir nefes alışverişinden ibaret. 3-4 gündür ölümü bekleyen bir halim var. bu halimin devam etmesini de istiyorum açıkçası. ölümümün yakın olduğuna dair işaretler gördüm. işaretler sadece ama bu işaretler karşıma çıkınca son derece razı bir şekilde ölümü istemiş olmak şaşırttı beni. telaşsız, korkusuz... "şöyle olsa ölsek nasıl olur hehe" diyen iş arkadaşıma istemsizce iç geçirip "keşke" dedim ve sonra durup neden böyle dediğimi düşündüm. bunu yaşayınca anladım ki yıpranmışım ben. sorunları gözünde büyütme değil, gerçekten varmış meğer. yaşadıklarım o kadar koparmış ki beni hayattan, geleceğe dair hayalim bile kalmamış. ümidi olmayan insanın ölüden farkı da yok zaten. insanlarla da konuşmayı kestim bir süredir. baktım ki kimse kimsenin sorunlarıyla ilgilenmek, duymak istemiyor ve hak da veriyorum zaten. ben de çok farklı değilim. eskiden beri de topluma çok yakın değildim gerçi.
velhasıl-ı kelam, ölüm eskisi kadar uzak ve korkutucu değil. intihar etmeyeceğim belki ama ölümün gelip beni almasına da itiraz etmeyeceğim. hayallerimi gerçekleştiremedim ve alternatif olarak düşündüğüm diğer hayalimi de 2 sene önce farkında olmadan kaybetmişim. zaten beni bitiren de 1 sene önce bunu öğrenmek oldu. 1 seneden fazladır devam eden sıkıntımın çözümü olarak işsizlik diye düşünüyordum. birkaç aydır güzel bir işte ve kendi mesleğimde çalışıyorum ancak o bile keyif vermiyor. kendimi bildim bileli bende olan özgüven eksikliğini bitirir diye bekledim en azından ama anladım ki onun da iş ile sahip oldukların ile bir alakası yokmuş. her şeyin sebebi karakterim ve o karakter de beni buraya kadar getirebildi ancak. uzun yıllar da yaşasam sonuç aynı olacak biliyorum. uzattım biliyorum ama uzun zamandır kimseye içini açmadım ben de buraya yazıyorum anonim olarak. hayattaki ve daha sonra gireceğim muhtemel tanımların son sözü olmayacak belki ama en azından bu satırların son sözü olsun bu.
"güle güle dünya. tanıştığımıza hiç memnun olmadım."