Küçükken taşa takılan çocuk,
Büyüdü adaba takıldı,
Ya olursa diye bakan ninenin ağıtları dağladı cemaati
içinde dolanan kan gibi
yayıldı Yayıldı nefret,
O Hazin baktığı dağlara, olmamış küfürler etti o.
Kırmızı toprağa kan mı bulaştı?
Böyle baktı yabancı adaba,
Bağırdı ve eskidi yüzü...
Gülümsemeden duran tablo,
Hep orda durdu,
Ve yağdı yağmur toprağa…
uçsuz Uçsuz bucaksız sonsuzlukla bakışırken
ardı sıra duran dağlara.,
Bekledi ve haykırdı Fırat’a
Kara gözlü kızlar,
Sulh dediler ağzından döküldü kelamlar;
gitti yarınlar…
Durmadı ataerkil beden vurdu sineye dağladı ovayı.
isyanın bini bin para,
Ağıtlar coşkulu, gözler kuru.
Ve geldi kadı…
Dengbej başladı
Sonra bir daha susmadı…