"Yunan askerleri evimizde kalmasın diye yataklarına karınca döktük...
işgal yıllarında 2 Yunan subayı bizim evde kalıyordu. Babam yaşlı olduğundan askere alınmamıştı. Ben de küçüktüm. Köylülerin evleri hep yakılmış, yıkılmıştı. Birkaç evin haricinde sağlam ev yoktu. Sağlam yerlerde de komutanlar kalırdı. Köylünün evleri aranır fakat bizim ev aranmazdı. Evde tahtakurusu olduğu için rahat edemezlerdi. Daha çok rahatsız olsunlar da evi boşaltsınlar diye rahmetli annem bir yol bulmuştu. Topladığı karıncaları subaylar görmeden onların yataklarının altına döktü.
Gece karıncalardan uyuyamayan Yunan subayları erkenden evi boşaltıp komşunun evine taşındılar. Fakat komşunun evinin kapı ve pencereleri yoktu. Bizim evin kapı, pencerelerini söküp oraya taktırdılar."