Mesut küçümseyen gözlerle albırta baktından sonra elini beline atıp telsizi çıkardı ve
'ağığığı, burada işte' dedi
Albırt gülümsedi ve hoşuna gitmediğini belli etmek için başını farklı bir yöne çevirdi.
Başını çevirdiği tarafta gördüğü şey karşısında varlığının her zerresi titremeye, alnından terler akmaya başladı. Gördüğü kişi sofiaydı. Eski sevgilisi. Beraber beyoğlu entelektüelliği yaparken beyaz şarapla dolu kadehlerini tokuşturur ve
'faustun goethe kitabı ne kadar güzel diğil mi sevgilim' esprisi eşliğinde saatlerce kahkaha atarlardı. O da ne aman tanrım olamaz. Sofia kendisine doğru yürüyüşe başlamıştı bile.