-konuşma esnasında beklenmedik şeyler duyulduğunda kızarma, sinirlenme, üzülme veya utanma gibi hisleri yaşama lasılığınız yüksektir. yani soğuk kanlı olamayacağınız durumlar vardır. oysa yazarken bir an durup düşünüp sonra yazabilirsiniz.
-konuşma esnasında istemediğiniz bir şeyi söyleme olasılığınız yazarkenkine oranla daha yüksektir.
-konuşurken istediğiniz şeyi söylemek daha zordur. kekeleme, konuşamama veya uygun kelimeleri bulamamk gibi şeyler başınıza gelebilir. yazarken ise bu tür ihtimaller yoktur veya yok denecek kadar azdır.
-konuşurken karşınızdakinin yüzünü boyayıp "yarabbi şükür" dedirtme olasılığınız vardır. yazarken böyle bir şey söz konusu değildir.(biliyorum iğrençti)
-konuşurken görsellik çok daha ön plandadır. oysa yazarken genel anlamda yazılan şeyleri hissetmeye çalışmak esastır.
not: tüm bunlara rağmen konuşurken, utanmanızla, sıkılmanızla, heyecanlanmanızla, kekelemenizle, görüntünüzle siz sizsinizdir. oysa yazarken kendinizi bir anlamda kısıtlamış veya bunları bastırarak farklı biri gibi davranmanız olasıdır. o yüzden yazma işi çok uzun tutulmayıp yakın zamanda konuşmaya geçmek olması gerekendir.