çekip giden bir sevdiceğe söylense güzel olurdu. ama öyle çekip giden bi' sevgili bile olmadığı için ve böyle bir sarılış yaşanılmadığı için asla ve asla önemi bilinemeyecek o sarılışın yansımasıdır.
-bana hiç kimse sen gibi sarılmadı.
+bana da.
-o zaman neden acılarımızı ve yalnızlıklarımızı birleştirip de özgürlüğümüze kavuşmuyoruz?
+...
-mahkemelerde susmak "evet" demektir. bence bir şey söylemelisin sevdiğim.
+ben konuşursam kalbimi kusarım. ben konuşursam tanrı'yı sağır ederim. ben konuşursam, kendimi kaybederim. isteklerim, aceleceliğime yorumlanır. hissettiğim tüm kutsallıklar yok olup gider. o yüzden susayım ben. varsın, suskunluğum "evet"e yorulsun. ya da yalancılığıma delalet olsun. varsın, yok olsun. susayım ben. sen de benden bir şey bekleme. gözlerimin en dibine baktığında göremiyorsan cevapları. alamıyorsan cümleleri. dilini zihnime atıp da yakalayamıyorsan bir şeyleri, varsın öyle kalsın. varsın, yok olsun.
-susmak benim madalyam olsun sevdiğim. ve bir kereliğine bile sarınılmayışım, sarılamayışım; günahlarıma kefaret olsun. günahlarımın diyeti olsun, ölümüne sevilemeyişim. günahlarımın tutarı olsun, kırık hayallerim. ve ben sevdiğim, yine de derim ki, dilinin ucundaki o cümleyi dillendir. alışmış şu yüreğim. alışmış, yalan da olsa seni seviyorum cümlelerine. bekler böyle. bekler kapında. el-pençe divanında bekler. kovulmaktır emeli. kovulmak. yok olmak. yine de bir cümle. bir kelime. ya da bir harf, sevdiğim. tek tesellim bu inan bana. yalan da olsa bir kereliğine "seni seviyorum" demen.
+o zaman dinle, kelimelerin büyüsüne kapılan koca adam. o zaman dinle hayatı boyunca hep yalancı kelimelerle mutlu olan ruhu yaşlı adam. bir yalan da ben söyleyeyim sana. sonrasında çık git. hiç yaşanmayacak bir aşkın enkazlarına basa basa. kırık hayallerini derinin içine hapsede hapsede. bir kereliğine ardına bakmadan git. söylüyorum şimdi; "seni sevmiyorum."