aynı tür filmlerde tekrar eden ve bıkkınlık veren sahneler.
mesela bilimsel içerikli filmlerde gördüklerimi yazayım:
- mutlaka bir tehlikeyi önceden sezen biri ve ona inanmayan başkaları vardır. sonunda 1 kişi inanmayı seçer ve o sayede hayatları kurtulur.
- tehlikeyi önceden sezen kişi ya boşanmıştır ama aklı hâlâ eski eşindedir ya da çok mutlu bir evlilikten olma 2 çocuğu vardır ve az sonra çıkacak felaket sonrası onları kurtarmakla geçecektir filmin geri kalanı. eğer boşanmışsa, boşandığı eşinin bir sevgilisi olur, fakat filmin ilerleyen dakikalarında o sevgilinin işe yaramaz biri olduğuna karar veren eski eş, mutlaka başrole geri döner. aşkları yeniden alevlenir.
- gerçek hayatta hiç olmayacak kılpayı kurtuluşlar olmazsa olmazdır. her şey son anda yolunda gider ve başrol asla ölmez. bunu bir türlü aşamadılar maalesef.
- çok konuşan ukala kişi mutlaka en önce ölür (bu son 2 şıkkı düşününce, deep blue sea filmini genelleme dışında tutuyorum).
- kıyamet bile kopsa araya aşk sıkıştırılır. binalar yıkılırken 2 metre ötede öpüşmekten çekinmezler.