gitmek

entry481 galeri video3
    441.
  1. Bazen meziyet değil, bazen kalmaktan evladır. Kadınlığın yarısı olan şeydir gitmek...

    Şöyle düşün, en ufak hatana tahammül etmeyecek birisi var karşında. Sürekli arıza çıkaran ya da. Hep bıçak sırtındasın. Hayatın onu ve onun beklentilerini tatmin etmek etrafında dönüyor adeta. Biliyorsun ki bunu yapmazsan çünkü, o kadın gidecek, başkasına.

    Bak işte öyle bir kadın, sev-mi-yor seni. Açık net söylüyorum; kandırıyor, kullanıyor, senin üzerinden kendi egosunu besliyor, yani kendini seviyor senin üzerinden. Saygıdeğer bir şey değil bu aslında.

    Sonra başka bir kadın var. Ne yapsan da, üzsen de, kırsan da, acı da çekse kalıyor. Sana tahammül ediyor adeta, sabrediyor. Şimdi bu tutsaklığından mıdır, güçsüzlüğünden midir, sana mı muhtaçtır, yoksa sana takıntılı mıdır?

    Bak şurayı iyi dinle bunun üzerine: sevmek kusurlarıyla, tüm karanlık yönleriyle sevmektir. Her şey mükemmel diye değil. Bu da sabrı gerektirir. Sabır, dolayısıyla da kalma kotası farklıdır her kadında.

    Kimi en ufak hatanda basar kıçına tekmeyi, kiminde bu eşik daha yüksekte kalır.

    Ve bir de severek gitmek vardır, mümkündür. Sevdiği halde giden kadın da güçlüdür, işine gelmediğinden değil, çok güçlüdür.

    Maharet çünkü bunalıp sıkılarak gitmekte değil, bir şeylere rağmen gitmekte hep...

    Kolayca giden, kalmanın değerini asla teslim edemeyeceği gibi, zor gitmek demek de güçsüzlük göstergesi değildir. Bir güç göstergesidir. Çünkü sonunda, gerekiyorsa, en nihayet gidilir.

    Erkekten farklı olarak, kadın as-la dönmez gittiği yere bir daha da. Dönebiliyorsa gitmemiştir. Bu kotayı, kadını, sabrını, onun sevgisini sömürmeyin. Kolay gitmeyi değer biçilesi marifet, daha geç ya da zor gitmeyi de aptallık, zayıflık sanmayın. Hele hiç şımarmaya, kalkışmayın.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük