Aslında her durumdan- en ufacık meselelerden dahi- şikayetçiyizdir. Bu başlık altında kendimizi yüceltmemize gerek yok.
(bkz: moonstroy88) çok güzel özetlemiş. Şikayetimiz hep faydasız. Bizler mütemadiyen kendi kendimize veya sonuç odaksız yakınıp duruyoruz.
Kısacık bir hikayecik ile ben de özetlemek isterim, Nasrettin Hoca ve Timur'un hikayesidir.
Ahali; Timur'un fillerden bıkmış, kendi karnımızı zor doyuruyoruz koskoca fillere nasıl bakalım deyip sabahlardan akşamlara ah çekiyorlarmış. Bu meseleyi Timur ile görüşmek lazımmış ama kim konuşabilirmiş? Derdi hocaya açmışlar hoca, eğer hepiniz benimle gelirseniz bu meseleyi çözeriz demiş. Yollanmışlar. Timur'un yanına yaklaştıkça şikayet ehli, birer ikişer kaçmaya başlamış. Timur'un huzura hoca tek başına çıkmış. Timur çatık kaşlarıyla sormuş, ne istersin? Hoca, ahali sizin fili çok sevdi eğer varsa bir tane daha isteriz. Filden kurtulmak amacıyla gitmişti amma köye iki fille geri gelmiş.
Halk, biz de ne diye sana güvendik ki demiş? Suç Hocanın mıdır?