bir millet topyekûn asil ya da avam olamayacağı için saçma bir iddia. insanî özellikleri bir asalet ölçüsü olarak almak da kişinin ve milletin kendine ne kadar güvensiz olduğunun bir ifşası gibi zaten.
12 yaşındaki bir çocuğun vücuduna 13 kurşun sıkıp beraat eden polisleri, bir terör örgütünü bahane ederek başka bir milletten insanları aşağılayan, linç eden, baskılayan ve buna rağmen "biz emperyalizme karşı savaştık" diyen üyeleri hiç azımsanmayacak sayıda olan bir millet içinse bu daha da trajikomik bir iddia haline geliyor.
işin özü, asil insan sayısının çok olduğu milletler vardır, asil milletler değil. bu asalet de savaş başarıları gibi kaba kuvvete dayalı, hayvanların doğaları gereği mahkûm olduğu bir hayat algılayışını değil, insanı, yaşamı ve doğayı öncülleyen değerleri ve uygarlık anlayışını gerektirir.
ismini "saray" koyup içindeki çocuklara resmî ağızdan her türlü işkenceyi eden ve bu ortaya dökülünce de ulusalcı bir histeriyle "bak sen şu ingilize" diye nârâlar atan,kendi çocuklarına uygun gördüğü tacizi işkenceyi meşrulaştırabilecek kadar rahatsız insanların hiç azımsanmayacak sayıda olduğu bir ülkeye asalet madalyasından çok utancından kızarması gereken bir yüz gerekir.
