istanbul ey istanbul ey
ey acıların gözyaşlarının kraliçesi
istanbul ey istanbul ey
ey bozgunların garip çiçeği
bu akşam yemin ettim
seni bir daha öpmemek için
ben ki bütün duvarlarını, afişlerle donatıp
yumruğumla kanatmıştım
rezil bir aşktı
bütün arkadaşları miting alanlarında
ve mezarlıklarda bırakmıştım
istanbul ey istanbul
ey acılar kraliçesi
umudun ve direncin yorgun anası
ve ey çıldırmak üzere olmanın çamurlu ikonası
tırnaklarım kopuyor, görmüyor musun?
bir ben miyim kapılarını şaşıran her yokuşun başında
bir ben miyim ekmek arasına canına doğrayıp doğrayıp yutan?
bir kedi bile sağarken yüreğini
telaş içerisinde yavrusuna
ey acımasız acuze!
utan şu türbelerinden
minarelerinden utan
istanbul ey istanbul ey
acılar kraliçesi
savaşın ve bozgunların gariban çiçeği
ve ey teslimiyete düşmenin o hazin gerçeği
bayraklarım kanıyor, sormuyor musun
kadınların ki; omuzları hicran, saçları ihanet sarısı
çocukların ki;
yağmur emiyor yıkılası kaldırımlarından
en ücra genlerime, alyuvarlarıma,
kılcal damarlarıma, ruhuma kadar.
bıktım iliklerime, gömlek ceplerime kadar sızan
bu allahsız yağmurundan
istanbul ey istanbul ey
acılar kraliçesi
ihtişamın ve sefaletin çaresiz bacısı
ve ey çürümenin yok olmanın amansız sancısı
ciğerlerim çatlıyor, duymuyor musun?
hangi pencerene çıksam
o salya sümük pezevenk suratları
hangi caddene dökülsem
o şangur şungur düş kırıkları
bütün bu ezginler, tükenenler, yerlere serilenler, tutunamayanlar
sarsmıyor mu seni hiç?
bunca infilak
bunca isyan çığlıkları
istanbul ey istanbul ey
acılar kraliçesi
aldanışların ve hüznün yalancı tanrıçası
ve ey ruhu kirlenmiş gecelerin cilveli yosması
intihar anı geldi, beni öpmüyor musun?
ağlamak istemiyorum, yenildim sana
hikayenin özeti bu
bir istimlak gibi ödedim ve çiğneyip geçtin maceramı
şimdi ben suçlarımı didikleyen bu martı sürüsüyle
şimdi ben hangi şehirde soğuturum zonklayıp duran bu yaramı
istanbul ey istanbul ey
acılar kraliçesi
ihanetin ve ihbarların arkadan dolaşan bıçağı
ve ey ödeşmelerin, yüzleşmelerin, erkekçe vuruşmaların kaçağı
beni harcadın ulan!
beni sattın
utanmıyor musun?
-Hayaloğlu
edit: gecenin değil yılın şiiridir bu. önce okuyun, sonra dinleyip sessizce ağlayın. uzatmayın.