icki icmeyi ilericilik sanmak

entry9 galeri
    1.
  1. engin ardıç'ın kendine has, fırlama üslubuyla verdiği ayar.

    bahsi geçen yazı:

    -içki içmeyi ilericilik sanmanın dayanılmaz dangalaklığı-

    Türkiye Büyük Millet Meclisi bir onur ödülü koymuş, aday göstermeye sınır getirilmediği için kendi kendini gösterenler bile olmuştu ya...

    Baktılar suyu çıkacak, tadı kaçacak, 'siyasi rengi olmayan' birine, Profesör Gazi Yaşargil'e verdiler, işi bitirdiler. Şiş de yanmadı kebap da.

    Her ödülün bir de kokteyli vardır, orada birileri ayakta 'bir süre görüşürler'; bir süre görüşürlerken hoca başbakana sormuş: 'içki içiyor musunuz?'

    Başbakan da 'tövbe tövbe' demiş.

    Bunu yazan gazete 'yüzü kızararak' diyor. Yani başbakan içki içmemekten utanıyormuş. Bu anlam çıkıyor.

    Tövbe çekmesinin kendisine kimbilir kaç oy daha sağlayacağını düşünüp haberi 'dengelemek' istemişler herhalde. Erbakan da rakıya niçin zam yaptığını soranlara 'zıkkım içsinler' diye yanıt vererek, akşamları evde kocalarının meyhaneden dönmesini bekleyen kadınların gönlünü kazanmıştı.

    Başbakan gerici ya, hem gericilik ederek içki içmiyor, hem de bundan, yani içki içmemekten ve gericilik etmekten utanıyor. Bu ne yaman çelişki anne? En iyisi hemen erken seçime gitsin, yani durduğu yerde kaşınsın, Ecevit'in muhteşem Türkçe'siyle 'kendi kendine intihar etsin', yerine Deniz Baykal gelsin.

    Bu kafayla giden bir sürü zavallı hacı bekler gibi iktidar bekliyor ama bir türlü kavuşmuyor o vuslat!

    Bu memlekette, islam'da alkol yasaklandığı ve Atatürk de rakı içtiği için, içki ilericilik sayıldı.

    Alevi kardeşlerimiz de bu yasağı takmadıkları için ilerici kabul edildiler.

    Namaz kılmamak, içki içmek ilericilikti. Noel geceleri hemen karşıda Rejans Lokantası'nda limonlu votkayla kafayı bulup Saint-Antoine Kilisesi'ne gitmek de batılılık.

    işin o kadar suyu çıkmıştı ki, papaz, 'Müslüman kardeşlerimizden rica ediyoruz' diyordu, 'çok kalabalıklar, izdihamdan Hristiyanlar ibadet edemiyor, lütfen mümkünse arkada otursunlar!'...

    Hatta, 'domuz eti çok ucuz ve çok besleyicidir, niçin domuz yemiyorsunuz' diyenler bile çıktı. Domuz yemek de batılılık, yani ilericilikti.

    'Niçin iktidardan düştük ve niçin bir daha gelemeyeceğiz?' diye de şaşıyorlar, üzülüyorlar, hırçınlaşıyorlar.

    Böyle düşünenlerin iyi kolesterolu, kötü kolesterolu kaçtır, karaciğerlerindeki yağlanma oranı ve kanlarındaki enzimler ne durumdadır, merak ederim...

    Nice pırıl pırıl evladını siroza kurban veren Türk intelligentsiyası, içki içmenin adabını da öğrense, örneğin kafayı bulduğu zaman, arkadaşı masadan kalkıp memişhaneye gidince onun karısına asılmanın ayıp olduğunu da bilse, eh bu bir çeşit ilericilik kabul edilebilirdi!...

    Şimdi de tövbe istiğfar eden Müslüman'la dalga geçiliyor. Başbakan 'oooh noo' dememiş, 'tövbe tövbe' demiş. Arapça konuşmuş.

    'Elhamdülillah' diyenle dalga geçmeye ne zaman başlayacaksınız? 'Bismillah' demeyi ne zaman ayıp sayacaksınız? 'Allah'a ısmarladık' diyeni ne zaman tutuklayacaksınız?

    Ve de bu kafayla nereye varacaksınız? Alkolik bir faşist, 'çaykolik' bir sosyalistten daha mı ileridir?

    Başbakan içki içmez. Ben içerim.

    Hır, biri ötekine zorla içirmeye ya da içirmemeye kalkarsa çıkar. O güne kadar, ne kimse kimsenin rakısına karışsın, ne kimse kimsenin şerbetine.

    Başbakanın uçağında şarap da olmayabilir, azıcık sabredersin, inince tazakkum edersin. Meyhane mi ulan orası?
    10 ...