herkesin kendisinden övgüyle bahsettiği bir kadın. iyi bir tiyatro oyuncusu, mükemmel bir ses ve güzelliği ve zarafetiyle asil bir kadın. onların deyimiyle "kadın gibi kadın". bana göre ise bir "overrated". peki kimdir zuhal olcay'ı bu kadar yücelten "onlar"? asıl sorun burada yatıyor gibi.
zuhal olcay'ın hayran kitlesine baktığımızda genelde kendiyle barışık, ama hırslı, hayatta bir yerlere gelmek isteyen ve bunun için de zuhal olcay'ı sevmeyi bir basamak olarak gören insanları görüyoruz. zuhal olcay aslında burada bir metafor. sınıf atlamanın, sınıf atlama çabasının sembolü. bu güruhun çoğu üniversitelerde okuyan, diğerlerine göre marjinal ve aynı zamanda klas olmaya çabalayan ve çevresinde iyi bir "sembol" arayanlardır. bunun için en ideali ve risksizi hiç kuşkusuz zuhal olcay'dır. çünkü birisi ona en sevdiğin tiyatro oyuncusu kim diye sorunca, cevabı hazırdır. ya da en sevdiğin ses sanatçısı? cevap yine zuhal olcay tabii ki. oysa bunu diyenler ne zuhal olcay'ın 3-4 oyununu ne de 3-4 şarkısını sayabilir. güller ve dudaklar'dan başka ikinci bir şarkısını bilen pek az kişi vardır, ama ona göre en büyük ses sanatçılarındandır zuhal olcay. eminim buna kendisi bile tebessümle karşılık veriyordur zuhal olcay'ın, hani o çok bahsedilen asaletinden dolayı. erkekler zuhal olcay'ın sadece güzelliğini ve asaletini bilirler, kızlar ise ek olarak 3-5 şarkısını ve haluk bilginer ile evli oldugunu... zuhal olcay bunlara göre nedense hep bir numaradır, ve bana göre nedensiz...
