kuzey anadolu fay hattı

entry23 galeri
    18.
  1. Dünya'nın en sikik ikinci yarığıdır. Birincisi san Andreas fayı.

    Kuzey Anadolu fay hattında gerçekleşen depremler ülkenin doğusundan başlayıp batısına doğru segment segment ilerleyerek devam eder. Hepsi yıkıcı ve öldürücü 7 üzerindeki depremlerdir. Erzincan, Niksar, Tosya Ladik, Bolu Gerede, Çankırı Kurşunlu, bolu abant, Bolu Mudurnu, Gölcük, düzce. Bu depremlerden hariç 7 nin altında kalan çok sayıda deprem de mevcuttur. Çok genç, çok aktif, çok yıkıcı ve öldürücü bir fay hattıdır.

    Bu fay hattının keşfi 1999 Gölcük depreminde yapılmıştır. O zamana kadar segment segment batıya doğru kaydığı net bir şekilde görülen deprem fırtınasını nasıl görememiş zamanın bilim insanları merak konusu. O zamanlar bilim adamı mı yoktu bu daha acı bir soru.

    "Erzincan'dan başlayarak yavaş yavaş batıya doğru ilerliyor bu deprem silsilesi. Bolu üç kez yerle bir oldu sıra buranın batısında" diye bir Allah'ın kulu düşünmemiş mi?

    Neyse şimdi bu kırık nasıl oluşmus ona bakalım. Altımızda hepimizin çok sevdiği Arabistan var. Bu levha bizi sürekli yukarı doğru ittirir yani "olum biraz yukarı kay burası çok sıcak yandım amk" der gibi sürekli kuzeye gelmek ister. Bu itimin sonucunda ülkemiz " AMK gitmiyor bu kodumun Rusya'sı ben nereye gideyim " diyerek batıya doğru hareket etmeye başlar. Alttan, üstten gelen baskıya daha fazla dayanamayan Anadolu çatlar. Hatay'dan başlayarak Çanakkale'ye kadar. Bu kırıkların biri Doğu Anadolu fay hattı yani hatay'dan Bingöl'e olan kısım diğeri kuzey Anadolu fay hattı Van'dan Çanakkale'ye olan kısım. Bingöl kesişim noktasıdır. Bin tane göl başka türlü nasıl oluşsun değil mi?

    Bu kırığın kuzeyinde kalan kısım sabittir güneyinde olan kısım sürekli batıya doğru kayar yaklaşık olarak senede 4-5 cm. Bu kayma esnasında Anadolu levhasının inadı tutar ve seneler boyu hareket etmez bir yerde takılıp kalır. Ne kadar inatlaşsa da Arabistan levhası sürekli alttan ittirir. Anadolu levhası takıldığı yerden birden koparak (mesela 65 km'lik bir alan) senelerce inatlaşıp gitmediği mesafeyi çok kısa bir sürede (mesela 45 saniye) katediverir. Bu kadar hızın ve enerjinin sonucunda çok güçlü dalgalar yayılır p ve s dalgaları. Hani "alttan güm diye vurdu ama sallamadı" deriz ya işte o p dalgası "beşik gibi sallanmadan önce alttan güm diye vurdu" derken ki o beşik gibi sallama da s dalgasıdır. P vurur geçer ama s sürekli sallar ve hemen geçmez. Bu dalgalara da deprem veya zelzele diyoruz. Zelzele diyelim de Arap levhasına ayıp olmasın.

    Şiddet ve büyüklük konusunda sürekli insanların kafası karışıktır. 7.4 şiddetinde deprem olmuş, aga duydun mu 7.4 büyüklüğünde deprem olmuş gibi tepkiler verilir. Büyüklük doğrusudur. Şiddet yapılara verdiği zarar ile ölçülür.

    Neyse deprem silsilesinde Gölcük'e kadar geldik. Sıra hepimizin ne zaman kırılacak diye merakla beklediği uydudan bile net bir şekilde görülen, marmara Denizi'nin tam ortasından geçen Adalar, orta Marmara , Silivri açıkları dediğimiz üç segmente. Marmara'nın deprem tarihî çok can sıkıcı. Çanakkale, Erdek, bursa, Gemlik, iznik, Balıkesir, Yalova, istanbul gibi yerleri sürekli yakıp yıkan depremler olmuş. Bu üç segment üzerindeki deprem vakti gelmiş geçiyor bile hadi 10 sene önce birinde en azından deprem olmuş olsa korkum bir nebze azalacak ama kadere bak ki hiçbirinde uzun süredir deprem olmamış. Deprem olmuyorsa Anadolu sakince batıya doğru ilerliyor olmalı demek ki inatlaşmıyor, takılma yok diye bir düşünce gelmiyor değil aklıma. Böyle bir durumda deprem olmaz. Takılma yok, enerji yok ama takılma varsa ve Anadolu gerçekten çok inatlaşıyorsa o zaman işimiz yaş.

    Bekleyip göreceğiz.
    0 ...