Mahallemizde şevket abi var. Kendisi zamanında kaçak yollarla Amerika'ya gitmiş ve orada uzun süre yaşadıktan sonra ülkemize dönmüş.
Amerika maceralarını ballandıra ballandıra anlatırken ağzım sulanıyordu. içimden "vay amk" diyordum.
Adam o kadar iştahlı anlattı ki, bi gün heves ettim, abi be dedim, bu amerika'ya nasıl giderim.
Sanki her yıl yüzlerce kişiyi amerika'ya sokan bir insan kaçakçısı rahatlığıyla, ondan kolay ne var be olum, dedi.
Kulağıma hafifçe eğilerek, hiçkimsenin duymasını istemezmişçesine ağzından o Sihirli kelimeler döküldü; green card.
Sonra doğrulup sırtını koltuğuna verdi. O kolay ama asıl iş parada be oğlum diyip baş parmağı ile işaret parmağını birbirine sürttü.
Heyecanlı ve mutlu bir şekilde sordum ; ne kadar ağbiii.
- 1000 dolar!
Vay amk dedim içimden. Dolar da artacak zamanı buldu. Neyse tamam ben sana haber ederim deyip çıktım gittim.
Tüm akrabaları arayıp borç para istedim herkesten. Bazılarına yalan söyledim. Basurum var, Ameliyat olcam üçbeş bir şeyler at be kanka dedim. Amerika'ya gitmek için o o kadar kararlıydım ki Basurum olduğu yalanını dahi utanmadan söyledim. Evet oğlum, çok fena lan, sıçamıyorum amk, acil ameliyat lazımmış.
Neyse parayı biriktirdim. Şevket Abi'nin yanına gittim. Bilgisayarı açtık, internet üzerinden bana başvuruyu yaptık. %99 çıkar dedi.
Şimdi de ingilizce kursuna gidiyorum. Üçbeş ingilizce bir şeyler öğrenip, gider gitmez amerika amcığııı sikicem.
-hi, how are you? i am Fine thanks old years.
Pussy, vagina, sex...
Are you seks me? (benimle sevişir misin)
American pussylerini fuck etmek için sabırsızlanıyorum.
Ulan ne özendim be amerikan filmlerini izlerken; ohh yeah men, mada faka, shit men, Come on baby... Şimdiden aksan kasmaya başladım amk.