bir dönem, sanırım 14 -15 sene oluyor, kocaelispor' un başında başarılı bir tek sezon geçirip ardından kayda değer veya değil hiç bir başarının sahibi olmadan, üstüne üstlük bir sürü takımı küme düşürmesine rağmen o bir tek ballı senenin mirasını yemekle tüketemeyen adam. başka özellikleri de var bu insanın. işsiz beklediği zamanlarda, ki ülkemizde hayat genellikle kendisinin bir takımın başına geçmek için yanıp tutuştuğu uzun aralıklarda cereyan etmektedir, güya pek dayanışma içinde bulunduğu meslektaşlarının yorum yapıyorum ayağına altını oymak, 'ben olsam şöyle yapar,böyle oynatırdım ' diye işkembeden sallamak gibi. bir de tarihin kaydedeceği en ağlak teknik direktördür kendileri. hiç o hata yapmaz, ya hakem haklarını gaspetmiştir, ya heybe düşmüştür, ya at kaçmıştır. ağlar da ağlar, ses tonu ve yüz ifadesi de bu ağlamışlık moduna inandırıcı boyutlar katar. ilk defa görüyorsanız inanasınız gelir. böyle bir antrenörün fasılalarla da olsa takriben 20 yıldır iş bulabildiği bir ülke futbolunun dünya ve avrupa üçüncüsü olabilmesi rekorlar kitabında yer alması gereken acaipliklerdendir.