imrendiğim bir hayat tipidir. Okuyan , sorgulayan ( ki önümüzde daha çok yol var, -ki belki de bazı insanlara göre biz de çok yüzeydeyizdir kimbilir-) insanlar olarak mademki bizler için kesin doğrular yok. O halde hayatı biraz daha yüzeyde yaşayan bir insana bundan ötürü neden kızabiliriz ki? Sonuç olarak Yaradan' ın verdiği nimetleri har vurup harman savurmadan kullanan, yüreğinde merhamet olan, ailesi için çalışan ve onların mutluluğu için bütün hayatını vakfeden bir insanın yaşamı da eksiktir diyebilir miyiz? Bence diyemeyiz. Belki de doğru olan budur. Belki de çok düşünmek bir hastalıktır. Belki de bazen yüzeyde mutlu olmak lazımdır. Schopenhauer' in dediği gibi fazla düşünen bir insan etrafındaki yemyeşil kırları göremez. Tabii ki en iyisi dengeyi tutturmak bence. insan kendi içinde mutluluğu bulursa geriye kalanları her şekilde inşa edebilir. Ya da kısacası takmak gerektiği zaman kafamıza takalım, bu ister felsefi bir problem olsun, ister geçim sıkıntısı ister gelecek kaygısı ama sürekli hayatı ıskalamak yerine yeri geldiği zaman bunlara kafa yormak daha doğru olmaz mı? Sonuçta mukadderat biz düşünsek de düşünmesek de bir noktada aynı yöne doğru ilerleyecek. Belki birkaç küçük nüans dışında.