''Keşke Yunan gelseydi; inancımızı daha rahat yaşardık.'' diyenlere. Balkan Harbi devam ederken çizilmiş bir karikatür. Yunan askeri bir Türk'ü tutuyor, Bulgar askeri ise Türk'ün fesinin üzerine Haç çiziyor. Daha gelmeden Haç'ı çizmişler. Selanik'i kaybettiğimiz işgalden hemen sonra S. Begg tarafından çizilmiş ve I. London'da yayımlanmış. Yani bu karikatür çizilmeden 21 gün önce 9 Kasım 1912'de Hasan Tahsin Paşa, 26 bin Osmanlı askerini tek bir kurşun atmadan Yunanlara teslim edip Selanik Protokolü'nü imzalamıştı. O günden sonra Selanik, Osmanlı toprağı ve bir Müslüman yurdu olmaktan çıktı. Bunun haberini alan Atatürk'ün, ''Ah Selanik, seni bir daha Türk olarak görebilecek miyim?'' deyip ağladığını aktarır, arkadaşı Ali Fuat Cebesoy. Balkan Harbi'nden sonra Balkanlar'da nasıl bir Türk katliam ve soykırıma girişildiği malumdur. Hatta 1922 yılında Mustafa Kemal Paşa'nın yabancı bir gazeteci ile yaptığı mülakatta, gazetecinin Kemal Paşa'ya, ''Bu bölgede, yapılan infaz ve idamlardan sonra Türk kaldığına inanıyor musunuz?'' şeklinde alçakça bir soru sorduğunu da belirtmek isterim. Velhasıl, ''Keşke Yunan gelseydi.'' demek; Helen anayasasına ne derece dayanılmaz arzularla bağlı kalınmak istendiğinin ve ''Yaşanılmak istenen inanç''ın aslında islamiyet olmadığının bir dışavurumudur.