Herkes gibi değeri ölünce anlaşılacak olan müzisyen.
Kıyaslandığı Orhan ve Müslüm’den üstündür. Orhan iyi bir sanatçıdır ama 40 sene konser vermemiştir. Handikabı budur. Müslüm, rock müzikleri kendi üslubuyla söylediği zaman şöhrete kavuşmuş ve bu sayede öteki mahallenin de radarına girerek daha geniş kitlelere kavuşmuştur. En sonunda popüler kültürün eline düşmekten kurtulamamıştır bununla birlikte üretici pozisyonda değildir. Kendisine ait ne bestesi ne de güftesi vardır.
bu 2 isimden farklı olarak Ferdi, hem üretim konusunda hem de okuma konusunda Türkiye’deki bütün müzik türlerinin en büyük isimlerinden birisidir. Şarkılarının %90’ı kendi ürünüdür. 70 yaşını aştığı 2010lu yıllara dek konser vermiş bir adamdır.
Onun yaptığı müziği arabesk tanımlamasına sıkıştırmak da hata olur. O; halk müziğini, şehrin fakir kitlelerinin Dertlerini ifade eden iki türden birisi olan arabesk (diğeri Anadolu rock) ile harmanlamış ve ortaya bambaşka bir müzik çıkartmıştır. Çeşme şarkısına bakın. Sanki Karacaoğlan’ın bir şiirini bestelemişsiniz gibidir sözler. Ezgiler de o armoniye uygundur. Bağlama çalar arkadan. Buna “arabesk” demek ne kadar doğru.
Son olarak, Ferdi Tayfur’un ulaştığı hayran kitlesine Türkiye’de kimse ulaşamamıştır. O, Gülhane’ye 200 bini aşkın insanı defalarca toplayabilmiştir. Tüm bunlara rağmen mütevazi duruşundan ödün vermemiş, kimseye yanaşmamış, devre göre hareket etmemiştir.