Nerede ve kiminle, hangi zaman diliminde olursak olalım, yüreğin derinliklerinde volkan gibi içi yakan bir özlem duygusu oluyor. Deleuzeun yeryurdla ne kastettigini daha iyi anlıyorum. Ya da en azindan çıkarım yaparak yeni baglantilar kurarsak, insanin yeryurdunu yaratamadigi yerde, baska zaman ve yerde; evinde, çocuklugunda, annesinin yaninda mesken tutan yeryurdunu ariyor, hasretle. Aciklayamadigim bir duygu oluşuyor, hic beklenmedik anda, seneler önce odamda, iceri vuran gün isigini ve evin huzurlu olduğunu, ise gitmek gibi bir sorumlulugun olmadigini bildigim bir anımı hatirliyorum. içim büyük bir aciyla kaplaniyor. Çünkü ister amerika'da bir sahilde bira iciyor olayim, ister en iyi üniversitede konferans vereyim, basit, sade ve akisinda akan günlere olan ozlemimi gideremiyorum. Gerçi bu biraz da psikanalizin gerçekliği hep arti bir eksiklik, bir yarik esliginde deneyimleyen oznesini anistiriyor.