islâmî kaynaklara göre Cebrâil, arşı taşıyan ve “mukarrebîn” adı verilen meleklerdendir. Emrinde arşın çevresinde bulunan meleklerden bir ordu vardır. Mükemmel bilgilere ve tasavvur edilemeyecek derecede üstün güce sahiptir. Nurdan yaratılmış olup görünüşü son derece güzeldir. Mânevî bir varlık olmasına rağmen Cebrâil’i cismanî varlık şeklinde tasvir eden bir kült oluşmuştur. Buna göre onun yüzü beyaz, saçı mercan gibidir. inci ve yâkutlarla süslenmiş olan yeşil renkli 600 kanadı vardır. Her bir kanadı arasındaki mesafe doğu ile batı arasındaki mesafe kadardır. Başında beyaz sarık vardır. Bedir Gazvesi’ne sarı renkli bir sarıkla katıldığı görülmüştür. Makamı yedinci kat gökteki sidretü’l-müntehâdır. Allah nezdinde üstün makam sahibi olmasına rağmen O’nu göremez. En son ölecek ve âhirette ilk dirilecek varlıklardandır. Son derece süratli hareket eder. Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber onu aslî şekliyle görmemiştir. Resûlullah’a peygamberliği süresince 26.000 defa vahiy getirmiştir. islâmî kaynaklarda Cebrâil’in eski peygamberler ve kavimleriyle ilgisine dair bilgiler de vardır. Buna göre Cebrâil Hz. Âdem’e harfleri ve ziraatçılığı öğretip onu Mekke’ye götürmüş, Hz. Nûh’a gemi yapımında yardımcı olmuş, Lût kavmiyle diğer isyankâr ümmetleri çeşitli felâketlere uğratmış, Hz. ibrâhim’i ateşten korumuş, Hz. Mûsâ’ya Mısırlı sihirbazlar karşısında yardım etmiştir. Aynı kaynaklarda Cebrâil’in, kıyamette amellerin tartılmasına nezaret edip Allah ile yaratıkları arasında elçilik görevini sürdüreceği söylenir. Müslüman müelliflerin verdiği bu bilgilerin bir kısmının Hz. Peygamber’e isnat edilen, ancak muteber hadis mecmualarında yer almayan rivayetlere, bir kısmının ise isrâiliyat’a dayandığı kabul edilmektedir.