Çok ilginç bir durumdur. Tezkereye kesin evet oyu vereceğini düşündüğüm parti olmasına rağmen beni yanıltmıştır. iktidarla hiçbir şekilde aynı siyasi görüşte olmama rağmen libya tezkeresi gündemi oluştuğu günden bu yana askerin libyaya gitmesi gerektiğini düşünmüştüm.
Destek vermemin sebeplerinin neredeyse aynısını bugün Ahmet Hakan köşe yazısında yer vermiş. Direkt kopyalayıp, yapıştırıyorum.
BiRiNCi AŞAMA:
- Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Mısır, israil üçlüsü, yanlarına Kıbrıs Rum Kesimi’ni de alarak... Petrol ve doğalgaz aramaya kalktılar. Bunu yaparken ellerini de açık ettiler: Doğu Akdeniz’in petrolünden ve doğalgazından Türkiye’ye ve KKTC’ye zırnık koklatmamaya ant içmiş haldeydiler.
*
iKiNCi AŞAMA:
- Türkiye, işte böyle bir ortamda yaşamsal bir hamle yaptı: Hemen Libya ile bir deniz yetki anlaşması imzaladı. Bu hamleyle Türkiye... “Hop! Doğu Akdeniz’de biz de varız! Açılın bakalım” demiş oldu.
*
ÜÇÜNCÜ AŞAMA:
- Böyle bir hamleyi beklemeyen Yunanistan, Mısır, israil üçlüsü ve kendilerine destek veren güçlerin ellerinde tek bir koz kalmıştı: Libya anlaşmasını boşa çıkaracak ataklar yapmak!
*
DÖRDÜNCÜ AŞAMA:
- Yaptılar da! Hemen başladılar Libya’yla oynamaya... Meşru Libya hükümetine karşı savaş açmış olan General Hafter’i daha da desteklemeye başladılar. Hedefleri açıktı ve belliydi: Türkiye’nin Libya ile anlaşmasını boşa çıkarmak!
