Şöyle bir 16. Kez Dinlerken tam şu diyalogda kocaman gülümsememin yanı sıra pıt diye bir damla süzüldü gözlerimden.
ismail güldü.
kırıktı ön dişlerinden biri.
-ben tayyareye binemem usta,
anamın vasiyeti var.'
-tayyareye binme, diye mi? '
-hayır
karıncayı bile incitme, diye.
alaeddin kocaman elini vurdu
çıplak uzun ensesine ismail'in:
-sen ne hafız oğlusun!
zararı yok ulan,
yine de bineriz tayyareye,
adam öldürmek için değil
gökyüzünde püfür püfür
safa sürmek için...
simdi sen hele
ateşi bir süngüle.