Diğer bir adı Ermeni ihtilal Cemiyetleri Birliği olan Taşnaksutyun Komitesi, 1890 yılında Kafkasya’da oluşturulmuştur. Başta Christopher Mikealian olmak üzere komite kurucuları Stepan Zarlan, Simon Zavarian ve Ruben Hanagad idi. Bu komite Hınçak ve Armanekan gibi komiteleri tek bir çatı altında birleştirmek maksa-dıyla kurulmuştu.
Taşnak Komitesi programları sosyalizm esaslarını içeriyordu. Kendisini sos-yalist-demokrat, sosyalist-ihtilâlci, milliyetçi ve adem-i merkeziyetçi olarak nitelen-diren bu komite Ermenilerin hayatını en çok etkileyen, en uzun ömürlü komite olmuştur. Komite bayraklarına kin ve nefreti ifade eden hançer sembolünü ekleyen Taşnaklar, klasik bir terör örgütü olarak gözükmektedirler. Hiç değişmeyen kadim gelenekleri tüm dünyada Türk düşmanlığı yaratmak olmuştur.
Komite 1907 Kongresi’ndeki teşkilat talimnamesinde Giresun, Harput, Di-yarbakır hattının doğusu için Rusya, Kafkasya ve iran’ı ihtiva eden Doğu Bürosu’nu, doğu hattının batısı için, Balkanlar’ı, ABD’yi , Mısır’ı ve Rusya-iran dışındaki tüm yabancı devletleri içine alan Batı Bürosu’nu kurmuştur. Bu komite birçok cinayetin yanında Osmanlı Bankası Baskını’na, 1904 Sasun isyanı’na ve Yıldız suikastına dahil olmuştur.
Maksatları, düvel-i muazzamanın desteğini alıp, Balkanlar’daki örnekleri gibi bağımsız bir devlet kurabilmekti. Bu yolda her şeyi göze aldıklarını komite programlarında görebiliyoruz. Zaten bu komitelerin en etkilileri olan Taşnak ve Hınçak’ın Osmanlı toprakları dışında kurulması, kimler tarafından yönlendirildikleri sorusunu akla getirir. Yoluna baş koydukları davada kendi milletinden insanları bile öldürebildiklerini görüyoruz. 4 Şubat 1895’te Zaptiye Nazırı Nazım Paşa’nın padişah II. Abdülhamid’e takdim ettiği Ermeni Faaliyetleri ile ilgili raporda bulunan bir cinayeti buna örnek verebiliriz:
‘’Hamparsum Boyacıyan ve refîki Markar Viramyan'ın iğfâl etmiş oldukları kezâlik on sekiz yaşlarında "Sahak" nâmında bir çocuk tarafından Gedikpaşa Kilisesi Vâ‘izi Dacet Vartabet Efendi'nin âmâl-i fesâdiyyeye mümâna‘at kaydında bulun-masından dolayı kilise dâhilinde ve odasında oturduğu sırada itlâf kasdıyla ve bıçakla cerh edilmesidir ki cârih-i merkûm Atina'ya firâr ile "Hırant" nâm-ı müste‘ârıyla orada ikamet etmekde ve Hınçak Komitesi tarafından i‘âşe edilmekde bulunmuşdur.’’