beyaz berelerle takılıp, ben ogün samast'ın arkadaşıyım ulan diye gezen ve etrafındaki ödlek galatasaray, beşiktaş ve fenerbahçe taraftarını mekandan korkutarak kaçıran, akabinde mekanda çeşitli söyleşiler, oyunlar, nutella yarışmaları, kolbastı şovları sergileyen ve her daim bulundukları mekanda tek kişi de olsalar mekana hükmeden insanlardan oluşamn bir topluluktur.
aynı zamanda galatasaray, beşiktaş ve fenerbahçe taraftarları, trabzonspor taraftarlarını hep cahil ve geri kafalı bilmelerine rağmen, onları tüm dünyaya tanıtan bir çok sanatçının trabzon'dan çıktığını bilmezler. ahmet ertegünleri, fatih akınları kendilerinden gösterir, kendi kendilerine över ve kendi aralarında yüceltirler bu sanatçıları. aslında kendileri işte bu kadar cahildir. neredeyse taptıkları insanların trabzon halkından ve trabzonspor taraftarının bağrından kopmuş insanlar olmasına rağmen yine de trabzon ve trabzonspor'a hep bok atarlar ve kendilerini bir bok zannederler. bilmezler değil. bilirler. ama bilmezden gelirler. trabzon insanının aptal olduğunu zannederler. kendileri öyle söyleyince trabzonlunun da inanacağını ve ses çıkarmayacağını düşünürler. bir bakıma doğrudur da. trabzon insanı ses çıkarmaz bunlara. çünkü onun kafasında çok daha önemli şeyler döner. bırakır eğlensin istanbul böyle şeylerle. benim çok daha önemli işlerim var der. tıpkı bir büyüğün, küçük bir çocuğun paçasını çekiştirmesine aldırmadığı gibi.
yine de trabzonspor taraftarı her zaman bu arkadaşlara kucak açmış, onları işlerinde ve amaçlarında piyon olarak kullanmıştır. türklüğü ve türkiye'yi kurtuluş savaşı'ndan bu yana hep ön safta savunan bu trabzon halkı ve dolayısıyla trabzonspor taraftarı, her zaman onlar tarafından geri olarak görülmüş, ancak her zaman onların götlerini kurtarmayı da kendine bir görev bilmiştir. bir babanın oğlunu her zaman kucaklaması gibi trabzon halkı ve taraftarı da istanbul süslülerini, çocukları gibi daima bağırlarına basmıştır basacaktır da. tabi arada bir ogün samast gibi bazıları kucağına basmayı yanlış anlayıp, kucağına oturtacak ve bu bağlamda bazı sorunları beraberinde taşıyacak, ektiğini ilerde biçecektir.
nerden nereye geldik değil mi. anlatmakla da bitmez zaten trabzonspor taraftarı. bunun sebebi trabzonspor taraftarının trabzon insanından, o yürekte yaşayan, o bilinci sahiplenmiş insanlardan oluşmasıdır. trabzonspor taraftarının milliyetçiliği sayesinde şu anda türkiye bayrağı altında türklüklerini yaşayan ancak bunun farkında olmayıp trabzon insanına bok atan bu zihniyet, maleseftir ki şu an benim yazdıklarımın deli saçmasından başka bir şey olduğuna inanmayacaktır. halbuki benim yaşadıklarımı yaşasalar, benim bildiklerimi bilseler, sadece medyanın onlara gösterdiği yerine gerçekleri duysalardı; değil bok atmak, o attığı bokları geri sokmakla, trabzon insanının gönlüne girebilmek için o bokları yemekle uğraşacaklardı. ama siz yine de benim bu yazdıklarımı deli saçması, gaza gelmiş bir trabzonlunun uydurdukları olarak düşünün. çünkü böyle düşünüp kendinizi yüceltmeye(!) çok alışmışsınız.
