neye inandığından ziyade nasıl inandığın önemlidir. ilk çıktıklarında, ve bazı diyarlarda hala din kitapları hukuk kaynağı işlevini görür. bazı insanlarda kitabın geri kalanıyla ruhlarını teskin eder. buraya kadar bir numara yok. ama bunların ötesine geçince, yani kutsal olan politik, kural da mutlak edilirse ortalığın tadı kaçar.
bu nedenle bugünün hukuk kitaplarına da kutsal ve mutlak statüsü verilirse sonuç pek değişik olmaz. yani ne değil nasıl meselesi...
