Liam neelson'un içe dönük, intiharın eşiğinde asosyal bir avcıyı çok iyi canlandırdığı film.
--spoiler--
Mantık hataları çok da olsa, senaryoyu oldukça gerçekçi işlemişler bence. Oyunculuklar da oldukça iyiydi. Görüntü yönetmenini kutluyorum, o atmosferi, dağın başındaki o kuru soğuğu ve yalnızlığı izlerken sizde hissediyorsunuz çok güzel fotoğraflar yakalamış. Uçak kazası dediğimiz şey aslında tam olarak böyle bir şey. Öyle ki bazen günlerce hatta haftalarca uçağın düştüğü yeri bulamayabiliyorlar. Milyonda bir de olsa sağ kurtulmuş yolcuları kaza yerinde kim bilir daha ne tehlikeler bekliyor ve kim bilir kazadan kurtulup hangi nedenden ölüyorlar.
Kurtların avlanma şekli yaşam alanlarındaki hiyerarşi vb. bir çok konuda da bilgilendiğimiz filmde aslen kazazedelerin peşine takılan kurt sürüsüyle Liam neelson'un idaresindeki kazazedeler arasında bir bağ/benzerlik kurmaya çalışmışlar.Aslında her ikisi de tek bir şeyi amaçlıyor "hayatta kalmak". Kurtlar onlara farklı bir sürü olarak bakıyor, Liam'ı da o sürünün alfası olarak görüyorlar. Filmin aslında anlatmak istediği bir anlamda bu. Liam'ın bu kadar cesurca kontrolü ele almasında yatan en önemli etken hem kurtlar konusundaki uzmanlığı hem de intihar edecek kadar hayattan vazgeçmiş bir adamın ölümüne cesareti. Bu iki unsurla birlikte film akıp giderken ve kazazedeler bir bir avlanırken Liam geçmişini ve kendisini sorguluyor. bir yandan da sürüsündeki insanlarla hayatta kalma iç güdüsüyle daha önce yakalayamadığı kadar derin bağlar kurarken yaşama da tekrar bağlanıyor aslında.
--spoiler--