hakan günday'ın kitabını okurken neden böyle başlıklara denk geliyorum bilmiyorum ama kitapta kadınla ilgili kurulan cümleler o kadar iyi ki. sadece bu cümleleri yazsam bile toplumdaki kadının değerini, kadın algısını göreceğiz ama işte daha fazlasını yazmalıyım. söylenmemiş atlanmış her şeyi söylemeliymişim gibi.
kitapta kadın denilince akla gelen şöyle anlatılmış;
''doğu'da kızlar kadın doğar. ecellerinden önce ölürler. ilk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek, o kadar çok kadın gömer ki toprak bile artık dişidir. bu yüzden toprak ana diye bilinir. diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır. bu yüzden verimsiz ve çoraktır. buna da kadının intikamı denir.''
doğu-batı diye ayırmaya gerek yok artık çünkü dönem değiştikçe gelişmesi gereken toplum bunu beceremiyor ve gerilemeye başlıyor. günümüz türkiye'si buna en iyi örneklerden bence. kadın cinayetleri, kısıtlamalar ve birçok detay. kadın öylesine arka plana atılıyor ki nefes alması bile fazla gelmeye başlıyor işte bu noktada kadını aradan çıkarmak için toplum baskısı ortaya çıkıyor. kadına seçenekler sunuluyor; ya intihar edersin ya da bir erkeğin nefretine, nefsine yenilirsin. birçok kadın bu seçeneklerden birisine mahkum ediliyor.