Dünyada hiçbirşey tesadüfen veya amaçsız olarak olmaz.
5 aralık kadın hakları gününden hemen önce Ceren'in öldürülmesi çok dikkat çekicidir.
Komplo teorisi olarak bakmayın söylediklerime ciddi dayanakları olan bir gözlem.
Cereni eğer kendi çevresinden birisi veya sevgilisi öldürseydi bu düşüncem bir eksi alırdı. Ama hayır öyle değil.
Cereni öldüren cezavinden firar etmiş ** bir katil
Cereni tanımıyor
ancak iş çıkışında onu evine kadar takip ediyor.
Cezaevinden onun tek başına işten çıkıp ıssız sokaktaki eve yürüdüğünü nerden biliyor vahiy mi inmiş adama?
Ayrıca cezaevinden firar etmeyi başaran bir katil neden şehirde elini kolunu sallayarak dolaşsın ki? Yurtdışına kaçıp özgürlüğüne kavuşabileceğini bildiği halde..
Zor olanı başarmış cezaevinden kaçmış. (artık nasıl başardıysa imkansızı) ancak o yeni bir cinayet işleyip "bakın burdayım gelin beni yeniden kaçtığım cezaevine alın" der gibi yeni cinayet işliyor.
E o zaman derdin neydi cezaevinden kaçtın?
Bunlar katilin tek başına planlayacağı veya tasadüfen gelişen şeyler olamaz. Çünkü cezaevinden kaçıyorsun.. Ne kadar imkansız olduğunu bilir ilgilenenler. Vururlar adamı.
Ayrıca dikkat ederseniz katil kendisini yakalayan iki polisi de bıçaklıyor.
Bu durum katilin profesyonel bir suikastçi olduğunu işaret ediyor.
Bir cinayet için en becerikli adam.
Bu cinayetin kadın hakları gününden bir gün önce haber bültenlerine düşecek şekilde işlenmesi,
kadın hakları gününde feminist hareketleri kışkırtmak, tahrik etmek, örgütlemek amacıyla yaptırılmış olma ihtimalini daha da kuvvetlendiriyor.
Ben bütün ortadoğunun projelerle şekillendirildiği son yüzyılda, halklar üzerinde yaratılan etkilerle birçok yönetim biçiminin değiştirildiği bu dönemde
hiçbirşeye tesadüfi olarak bakamam.
Eğer ipuçları doğruysa
Bunları yaşatarak
Milleti reye razı etmek istiyorlar? Diye sormak gerekir.