dyatlov geçidi vakası

entry36 galeri
    27.
  1. 20. yüzyılın en karanlık olayının hâlâ çözülememiş olması tabii ki garip ama mantık yürütülebilecek çok nokta var.

    1 şubat 1959 gecesi neler yaşandığına dâir 90'dan fazla varsayım var. öncelikle cin, peri, uzaylı, koca ayak ve aşk/meşk nedenlerini direkt eliyor, bu saçmalıklarla uğraşmıyoruz. Rasyonalite içerenleri de eleyerek en doğru varsayımı yapacağız inşallah. Başlıyoruz dyatlovcular.

    üzerinde durulması gereken 4 önemli nokta var.

    1-çadırın içeriden yırtılarak gençlerin -20 derecede çıplak ayakla çadırın bulunduğu bölgeden ormana doğru hızla kaçması.

    2-2 cesette bulunan kaburga kırıklarının dış etkenli bir darbeyle olmadığının teşhis edilmesi.

    3-son bulunan 4 cesedin kıyâfetlerinde radyasyon olması.

    4-darbe almayan gençlerin çadıra dönmeye çalışırken hipotermi sonucu ölmesi.

    Bu 9 genci bir şeyin korkutarak çadırdan çıkartıp kaçırttığı bir gerçek. ilk rasyonel varsayım çığ düşmesi ama bu çığ teorisi imkânsız. çünkü bu 9 dağcı oldukça profesyonel, kamp çadırını çığın düşmesi neredeyse imkânsız bir noktaya kurmuşlar. çığ korkusu olsa deli danalar gibi 1 km öteye kaçmayıp ve 50 metre sonra çığın düşmediğini anlarlardı. Yâni çadırdan kaçırtan çığ ya da çığ korkusu değil, başka bir şey.

    radyasyon, kaburga kırıklarının dış darbe olmaması, derilerindeki garip kahverengi/turuncu renk gibi verileri düşününce teorime geçebiliriz;

    sovyet hükûmeti o bölgede radyasyon içeren bir patlamaya sebep verdi kazâra. Bu patlama sonucu oluşan basınç dalgası gençlerin yattığı çadırı üzerlerine yıktı. Yatış pozisyonlarını bilemiyoruz ama bu basınçla gençlerden ikisinin kaburgalarında kırıklar oluştu.

    Bir anda yaşanan bu şok dalgası onları oldukça korkuttu, muhtemelen hepsi de tıbben ufak çaplı şok yaşadı o an. Biraz daha kendinde olanlar üzerlerine yıkılan çadırı içeriden keserek 2 çıkış yolu açtı. O sırada geçirdikleri şok ve sersemleme bir parça düşse de kaburgaları kırık olan 2 kişi acıdan bağırıyor olmalıydı. Bu durum soğukkanlı kalmalarını güçleştirdi. Çadırı kesip çıkma esnâsında 3 kişi ya bir parça giyindi ya da kıyâfetle yatmıştı zâten.

    yaşadıkları korku ve şokun etkisiyle -20, -25 gibi bir derecede çıplak ayakla karanlıkta koşmaya başladılar, kaçtıkları yer ormandı çünkü ağaçların arasında daha güvende olacaklarını düşündüler. Bu kaçış esnâsında sağlam gençlerden ikisi kafalarını ağaçlara vurdu ya da düştü. Kafatası hasarları böyle oluştu. Hava karanlıktı, soğuktu ve şoka girerek korkmuşlardı.

    Kaçış esnâsında grup soğuğun, şokun ve korkunun etkisiyle karanlıkta 2'ye ayrılmış olabilir çünkü sonradan bulunan grup yaklaşık olarak 800 metre ilerde bulundu. ikiye bölündülerse ilk grup ağaç dallarından ateş yakmaya çalıştı. Soğuk yüzünden ateşe sokulan iki kişinin ayaklarında ve başında yanıklar oluştu. Diğer 3 kişi ''bu böyle olmaz, çadıra gidip ayakkabı ve kıyâfet almalıyız yoksa donacağız'' diyerek sırayla çadıra dönmeyi denedi ama başaramayıp hipotermi sonucu öldüler. Ateş başında kalan 2 kişi de hipotermi ile öldü.

    Diğer gruptaki 4 kişiden dili kopan gencin çenesinde de parçalı kırık olması ya patlama anında ya da sonradan düşerek çenesi parçalanırken koptu. Cesetlerde dış etkene dayalı, meselâ ayı ya da kurt parçalaması gibi bir ibâre yok. onlar da kırıklar ve hipotermi sonucu öldü. Çadırdan Kıyâfetle çıkanlara da radyasyon bulaştı.

    kgb ölümlere sebebiyet veren radyoaktif kazânın farkında olduğu için sürekli sorun yaşattı çünkü ölümler sonrası eleştiri almak istemiyordu.

    Bence olay detaylarıyla böyle yaşandı ama gerçekleri tam olarak hiçbir zaman bilemeyeceğiz gibi görünüyor.
    12 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük