Beni sarip sarmalayan bu yumusacik şehirde her türden insan var. Fakat ben onları tam anlamıyla tanımıyorum. Giyimlerinden anlaşılıyor bazıları bazıları kendine has bir tarz sahibi. Bazıları ise sıradan. Bazıları kendisiyle kavga ediyor. Bazısı gülünç derecede saplantılı. En uç örneklere baktığımızda komedi ve dram ortaya çıkıyor. Komedyen de olabilirsiniz uçlara baktığınızda trajedi yazarı da. Uçlar bütün bir topluma ayna tutar. Bu şehir benim şehrim. Görgüsüzuyle ya da cahiliyle benim şehrim. Sıradan olmak bir maharet değil. Yoksul bir adamın acilari kadar yumuşak bir kucakta ölecek olanların şehri de bu şehir. Anlam arayan nihilist bir gencin oturdugu bankta anlami tutturdugu sigarasında bulan çakma güneş gözlüklü amca oturuyor şimdi. Kitap okuyanlar ve kitabın adını merak edenler de bu şehrin sakinleri. Fakat bir şey eksik bu şehirde. Benim şehrim uygardır. Bu şehirde manyak yok. Yoksa delisi ben miyim bu şehrin? Ben sıradan bir deliyim.