insanlar aynı bu şehirde cancağızım
Kavgacı ve çocuklarına karşı ilgisiz
Geçip giden günlere
Ve değişen dünyaya karşı da öyle
Odaları rutubet kokar
Ergenleri cezaevlerinde adam olur
Yanlış yapmak herkesin hakkıdır
Kırklı yaşlarında bırakırlar erkekler
Kadınlarını dövmeyi
Ve kadınlar kirkindan sonra
Bırakırlar doğurmayı
Herkes yanlış başlanan bir hayatın doğru
Yaşanabilecegine inanarak sürdürür yaşamını ve piyangodan mutlu bir hayat çıkmasını beklerler
Harekete geçmeyi düşünmeden
Gülmek, cancağızım üzüntüyü bastırmak için icat edilmiştir ve onların kahkahası
Böğurmek gibi bir şeydir
insan bu sesi duyunca neşelenmez aksine içine bir ürperti bir tiksinti doğar
Bazen yüksek sesli bir türkü duyulur
Anlamı yüreklere geçmez yine de
Çünkü türkülerin ne söylediğine bakılmaz burada
Çünkü türküler nostaljiler gibi
Eski güzel günleri hatırlatmaktan başka bir işe yaramaz
Eski zaten hep güzeldir onlar için
Onların avuntusudur geçmiş
Sanki fransız devrimine katılan onlardı
Ve devrimden sonraki coşku onların coskusuydu
Sonra yine aynılik sürer gider
Ayniliktan doğan tatlı tebessümler de öyle
Saçmayı ve alışkanlıkları haykırmaya görün
Timarhaneler sizi bekler
Ahh bu bin yıllık gelenek
Hasta değil de nedir?
Kahvede okey oynayan Ahmet amca
Ve ondan ekmek bekleyen ayse teyze
Çocuğu olmadığı için
Suçlanan genç gelin fatmalar
Birbiriyle uzlaşamayan
Sevgiden yoksun
Sevgisiz ama saygı bekleyen
Sinirli Ahmet Mehmet abiler
tasavvuf ehli olan
Lakin kendini komünist sanan
Pasif agresif yunus abi
Hepinizi seviyorum.
Hepiniz aynısınız.
Ve ben de sanırım bu bataklığı bu ayniligi
Bu varoslugu bu çekilmesi saçma acıları seviyorum.