solculuğu "patron düşmanlığına indirgemek" konusunda biraz sıkıntısı var belli. lâkin birilerini işten atan adam sistemin kendine biçtiği rolü ifşa ediyor diye sorumluluktan yoksun olarak mı değerlendirilmelidir, bu konuyu açıklığa kavuştursa fena olmaz. kendisi için tabi.
sorun sistem sorunu, o ortada. "atı alan üsküdarı geçti" mantığıyla bütün trenler kalmış havası yaratmanın anlamı da yok. mücadele bitmez. hayat mücadeledir. diyalektiği anlamamış birinin hayatın sosyoekonomisi konusunda bu kadar yüksek perdeden sağı solu tatlı su solculuğu ile eleştirmesi de garip bir tavır.
sarı sendika patron eliyle kurdurulmuş ve emekçilerin, çalışanların mücadelesini bölmek üzere oluşturulmuş sendikadır. sarı sendikaların temel hedefi sistemin pürüzsüz ilerlemesini temindir. sarı sendika örgütlenmeyi temel emekçi hak taleplerini ertelemek, ötelemek için vardır. patronların krizi bahane ederek rahatlıkla birilerini sokak önüne atabilmesi, insan kaynakları söylemini norm haline getirmek için vardır. bunun ötesi talepler sendikaların faaliyet alanındadır. patronların kafasına göre çalışanını atmasını "o insanlar şu anda ne halde, slogan atmayın" mantığı ile eleştirmiş olmazsın. aslında yıllardır yapılanların aynısını dillendirmekten başka bir şey değildir bu.
ben sendikalıyım, eğitim-sen'liyim. kaldı ki olmasaydım bile "tuzu kuru olmam" için sendikal hareketi "sarı sendika bunlar" diyerek yok saymam gerekirdi. bunu yapıp başkasını eleştirebilmek de takdir edilesi bir tavır.