Hiç şamayan kullanımdır. Bütün otomobil markalarının reklamlarını inceleyin hepsinde özgürlük vurgusu vardır. Sanki araba alınca uçuyoruz veya bohem bir hayata başlıyoruz. Ben size olayın gerçeğini anlatayım. Yaklaşık 10 yıldır arabam var. Hiç bir arabam bana, arabam olmadığı zamandakilerden daha özgür hissettirmedi. Arabanız varsa her yıl düzenli olarak, vergi, Tüv bakımı, standart servis bakımı, trafik sigortası, kasko gibi giderleriniz olur. Artık ispark ve belediye parkları nedeni ile sürekli otopark parası ödersiniz. Bununla birlikte hiç bitmeyen bir benzin masrafınız olur. E biraz temiz bir arabaya binmek isterseniz ayda bir de arabanızı yıkatmak zorunda kalırsınız. Bunları alt alta koyup topladığınızca karşınıza çıkan maliyete inanamazsınız. He bu kadar maliyeti var ama rahatımız yerinde diye düşünebilirsiniz ama orası da öyle değil. istanbul trafiğinde adam katil olur, katil, ispark'çıya 15 dk sonra gelicem dersiniz adam ben yazar geçerim der kavga edersiniz. Kendini şöför sanan, şöförlüğü size yol vermemek olarak düşünen bir sürü embesil sinirlerinizi bozar, arbanınız park edersiniz gelir hödüğün biri vuru kaçar kim olduğunu bulamazsını, Çekici gelir arabanızı park yasağı olmamasına rağmen park ettiğiniz yerden çeker fellik fellik yedi emin otoparkı arasınız arabam nerde diye. Hiç bitmeyen trafik, sinirli, stresli insanlar ile uğraşma. Bunların hangisi kulaka özgürlüğü çağrıştırıyor. Arabanız varsa sağlığınız bozulur, kesin kilo alırsınız hem de öyle 2-3 değil en az 15 kilo alırsınız. Erken ölürsünüz. Arabam olmadığı zamanlar kendimi özgür hissediyordum. Araba sahibi olmanın özgürlük ile hiç bir alakası yok aksine araba sahibi olmak köleliktir. O yüzden Otomobil markalarının özgürlük vurgusunu reklam stratejilerinden çıkarmaları gerekir. Araba ihtiyaçtır deseler daha doğru ve samimi bir yaklaşım olur bence.
