Her şey Allah'tan demekten ve Allah'a iftira atmaktan vazgeçtiğiniz an sorunun cevabını bulacaksınız.
Ne bileyim, aklınızı kullanacaksınız...
Yemek üzerine meyve yiyerek, sağlıksız ve dengesiz beslenerek içki içmediğiniz halde siroz hastası olduğunuzda...
Termik santraller için bacalarına filtre taktırmayarak kronik solunum yolu hastalıkları kanser olduğunuzda...
Trafiğe uygun araç ile seyir ederek, trafik kurallarına uymayarak kendinizin ve başkasının elini ayağını kopartıp yatağa bağlı sakat yaşadığınız veya öldüğünüzde...
Savaş salgın hastalık şiddet terör ile boğuştuğunuz zaman bunlar kader, her şey Allah'tan diyerek suçu Allah'a atmak değil de Kendiniz de bulmak lazım.
Düşünün, kafayı çekip sarhoş araca biniyorum.
Ya da yıllık araç bakımı yaptırmıyor, trafik kuralına uymuyorum.
Duvara girip geberiyorum.
Ya da başka bir araçla çarpışıyorum.
Burada ölüm kaza kader diye Allah'a suç yüklenemez.
Öyle ya, Allah bana içkiyi içirip veya trafik kuralına uydurmayıp beni öldürecek sonra cehenneme mi atacak?
Elektrik faturası gelmemiş, 3 ay saatler okunmamış ama birisi gelse 3 ay elektrik parası yatırmıyordun diye elektriğinizi kesebilir mi?
Allah'ın verdiği en büyük nimet iman değil akıldır.
Aklını kullanacaksın ve iyi kötü veya doğru yanlış arasında seçim yapacaksınız.
Bu kötülükleri yapmayacaksın ve yapana karşı çıkacaksın.
Evini yakmayacaksın. Yangına önlem alacaksın.
Yetmez.
Alt katta yanan komşu evine de sahip çıkıp ateşi söndürmeye çalışıp bana ne demeyeceksin.
Yoksa ben masumum diye benim evim neden yandı demeyeceksin.
Kısacası yine Allah'ın dediği gibi "beni güt" demeyeceksin.
Sen hayvan değilsin.
Asıl sorumlu seni yöneten değil, bu sorumsuzları seçtiğin için sorumluluk sende.