Erkek kadını çok sever. Onunla mutlu bir yuva hayali kurar, aslında erkek hayal kurar; hayalinde kadın ve kendisi sabittir ama geri kalan her şeyi değiştirerek milyon hayal türetir.
Bazen üç çocuğu olur kucaklarında bazen henüz hiç olmamıştır çocukları, bazen evde televizyon karşısında bazen bir yaylada bir çadırda.
Sürekli kurar ve bütün hayallerinde kadın vardır.
Neyse şimdi konumuz erkeğin kurduğu hayaller değil.
Konumuz erkeğin ağzına sıçan kadından hoşlanması.
Aslında mevzu o da değildir. Erkek aşık olduktan sonra, kadına deli gibi bağlandıktan sonra, onsuz nefes alamaz hale geldikten sonra kadının erkeğin ağzına sıçmaya başlamasıdır.
Tek tek erkeğin hayallerinin içine sıçıyordur kadın aslında, farkında değildir.
Beyfendimizin Hala hanımefendi ile ilgili hayalleri olduğu için hoşlanmaya sevmeye devam ediyordur.
Kadin da bunun farkındadır ki istemediği şeyleri yapıp istemezsin ama katlanirsin diye düşündüm gibi şeyler söyleyebiliyordur erkeğe.
Erkek ise eksilen hayallerine bakıyordur bir de kalan hayallerine.
Son o hayale de sıçıldığında zaten erkek de müsaade etmiyor kimsenin çevresini pislemesine.
Böyle böyle bırakıyor insanlar hayal kurmayı. Böyle böyle eksiliyor dünyada sevgi denilen şey.